Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni 2023 yılına her alanda gelişmiş, güvenli ve müreffeh bir şekilde ulaştırmakta kararlıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amasya Çevre Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023’e her alanda gelişmiş, güvenli ve müreffeh bir şekilde ulaştırmakta kararlıyız. Bu yolda bizimle yürüyecek her dosta gönlümüz de kapımız da açıktır. Bize düşmanlık etmeye, tuzak kurmaya, önümüzü kesmeye çalışanlar ise hiç kusura bakmasınlar, kendileri kaybeder” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amasya Çevre Yolu Açılış Töreni’ne video konferans yöntemiyle katılarak, bir konuşma yaptı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amasya Çevre Yolu’nun hayırlı olmasını dileyerek, projenin şehir içinden geçen araç trafiğini tamamen şehir dışına çıkardığını, trafik güvenliği ve konforunun yanında vakitten ve akaryakıttan tasarruf sağlayacağını söyledi.

“GECE GÜNDÜZ MİLLETİMİZE HİZMET ETMEK İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ”

Çevre Yolu’nun yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar ulaştırma alanında Amasya’da pek çok önemli projeyi hayata geçirdiklerini anlattı.

Amasya’da bölünmüş yol uzunluğunu son 18 yılda yapılan 5,1 milyar liralık yatırımla 29 kilometreden 270 kilometreye çıkardıklarını, Merzifon Havalimanı’nın yolcu sayısını sadece son iki yılda 12 kat artırarak 168 bine yükselttiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haberleşme altyapısı alanında da Amasya’daki hızlı internet abone sayısı 329 bini buldu. Fiber optik kablo uzunluğunu da 2 bin kilometreye yaklaştırdık. Amasya’nın sembollerinden olan Ferhat ile Şirin’in aşkını her fırsatta ülkemize ve milletimize olan hizmet sevdamızın örneği olarak gösteririm. Ferhat, Şirin için nasıl tüm zorlukları aştıysa biz de aynı şekilde gece gündüz milletimize hizmet etmek için mücadele veriyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya salgın hastalıkla uğraşırken Türkiye’nin en yüksek standartta sağlık hizmeti vermekle kalmadığını, aynı zamanda yapılan açılış ve temel atmalarla ülkeyi kalkındırmaya devam ettiklerini vurguladı.

“EKONOMİMİZE KURULAN TUZAKLARI BİRER BİRER BOZDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız içinde ve dışında karada, denizde, havada, her yerde milletimizin ve ülkemizin, dostlarımızın hakkını, hukukunu, çıkarlarını savunduk. Irak’tan Suriye’ye Libya’dan Ege’ye kadar nerede ülkemize yönelik bir tehdit varsa hiç tereddüt etmeden gidip gücümüzü ve kararlılığımızı ortaya koyduk. Ekonomimize kurulan tuzakları birer birer bozarken sağladığımız desteklerle milletimizin her kesiminin yanında olduğumuzu gösterdik” dedi.

“Maruz kaldığı her saldırının ardından Türkiye’nin tökezlemesini, diz çökmesini bekleyenleri hamdolsun bu süreçte bir kez daha hayal kırıklığına uğrattık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin önünde salgın sonrası yeniden yapılacak küresel, siyasi ve ekonomik sistemde çok önemli bir yer edinme imkânı doğmuştur. Daha düne kadar sürekli gizli açık yaptırım, ambargo, bedel ödetme tehditlerine maruz kalırken, bugün herkesin birlikte çalışmak, fırsatları birlikte değerlendirmek istediği bir ülke hâline geldik. Egemenlik haklarımızın kullanımı konusunda attığımız adımlar zahiri birtakım itirazlar dışında genel olarak kabul görmekte saygıyla karşılanmaktadır. Son günlerde çok fazla gürültü çıkartan ülkelerin gayelerinin Ayasofya veya Doğu Akdeniz değil, bizatihi Türk milletinin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığı olduğunu zaten görüyoruz. Bu gerçeği yavaş yavaş herkes görmekte, tutumunu ve söylemini dengeli hâle getirmektedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugün her alanda sergilediği, onur ve sonuç alıcı duruşa kolay gelmediğini, bağımsız ve haysiyetli bir politika ortaya koyabilmek için siyasi, ekonomik, askerî ve diplomatik gücü sahip olunması gerektiğinin altını çizdi.

“GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE VİZYONUMUZ YAVAŞ YAVAŞ ETE KEMİĞE BÜRÜNMEYE BAŞLADI”

Milletin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni hayata geçirdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ekonomik olarak dibe vurmuş bir ülke böyle yapamazdı. Geçtiğimiz 18 yılda attığımız adımlarla hem alt yapımızı güçlendirdik hem makroekonomimizi sağlam temellere oturduk. Askerî bakımdan tamamen dışa bağımlı bir ülke böyle yapamazdı. Bunun için bir yandan savunma sanayimizi geliştirirken, diğer yandan ordumuzu millî çizgide güçlendirdik. Diplomatik kabiliyetleri gelişmemiş bir ülke böyle yapamazdı. Dış politikamızda, uluslararası her platformda sözü geçen bir anlayışı yaygın ve etkin diplomatik kanallarımızla hâkim kıldık. Bütün bunlar bir araya geldiğinde güçlü ve büyük Türkiye vizyonumuz yavaş yavaş ete kemiğe bürünmeye, fiili neticelere dönüşmeye başladı. Türkiye’nin attığı adımlara karşı yüksek sesle itiraz edenlerin sahada herhangi bir varlık gösterememelerinin sebebi ülkemizin her alanda sahip olduğu gücü görmeleridir.”

Türkiye’ye karşı siyasetle, diplomasiyle, sağduyu ve akılla bağdaşmayan sözler sarf edenleri ve davranışlarda bulunanları uyardıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet bizim ödediğimiz bedelleri göze alıyorsanız buyurun çıkın meydana. Böyle bir niyetiniz yoksa bir an önce müzakere kanallarını açın. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, denizinde, doğal kaynağında gözümüz yoktur. Ancak kendi hakkımıza, hukukumuza, çıkarımıza da kimsenin el uzatmasına izin vermeyiz” açıklamasında bulundu.

“BU YOLDA BİZİMLE YÜRÜYECEK HER DOSTA GÖNLÜMÜZ DE KAPIMIZ DA AÇIKTIR”

“Adil olan, akılcı olan, ahlaklı olan her türlü teklifi konuşmaya, değerlendirmeye müzakere etmeye hazırız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dayatmalar ve zorbalıklar karşısında vereceğimiz cevabı ise zaten sahada fiilen gösteriyoruz. Gerekirse daha fazlasını yapmaktan da çekinmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023’e her alanda gelişmiş, güvenli ve müreffeh bir şekilde ulaştırmakta kararlıyız. Bu yolda bizimle yürüyecek her dosta gönlümüz de kapımız da açıktır. Bize düşmanlık etmeye, tuzak kurmaya, önümüzü kesmeye çalışanlar ise hiç kusura bakmasınlar, kendileri kaybeder” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ayasofya’nın yeniden ibadete açılışı vesilesiyle Fatih Sultan Mehmet Han’ı rahmetle yâd ettiklerini hatırlatarak, “25 Ağustos’ta Ahlat’ta, 26 Ağustos’ta Malazgirt’te Anadolu’nun kapılarını milletimize açan Sultan Alparslan’ı rahmetle yâd edeceğiz. Vatan topraklarının her karışına kanıyla mührünü vuran ecdadın sadece hatıralarını yâd etmekle kalmıyor, emanetlerine de sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. İnşallah son nefesimize kadar da bu yolda mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tören alanında bulunan Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve diğer yetkililere talimat vererek, Amasya Çevre Yolu’nun açılışı gerçekleştirdi.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar programında Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ve korucular ile bir araya geldi

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

“Milletimizin kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Mensupları ve Korucular ile İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bugün ‘Terörsüz Türkiye’ hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü, daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız. 40 yıl milletimizin kanını, canını ve kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda düzenlenen iftar programında Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ve korucular ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, katılımcıların Ramazan ayını tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan, ülkenin güvenliği için çoğu zaman canlarına ortaya koyarak çalışan tüm polislere, askerlere, jandarmalara, bekçilere, güvenlik koruculara şahsı ve milleti adına teşekkür etti.

Büyük dava ve fikir adamı Necip Fazıl’a göre, “iftarda ilahi visalden bir koku” olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Davetimize icabet edip iftar soframıza teşrif eden, ilahi visalin kokusunu beraberce içimize çektiğimiz her bir misafirimize teşekkür ediyoruz. Bu mübarek günlerin, bölgemizde ve dünyada barışa, huzura, dayanışma ve kardeşliğe kapı aralamasını, karşımızdaki engellerin tek tek ortadan kaldırılmasına vesile olmasını diliyorum. Malatya tümenlerindeki ilk akınlardan İstanbul’un fethine, Millî Mücadele’nin en çetin günlerinden 15 Temmuz ihanetinin püskürtülmesine kadar istiklal ve istikbalimiz uğruna can veren, al kanlarıyla kara toprağı sulayan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, tazimle yâd ediyorum. Mukaddes kitabımız, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, bizlere, şehitlerin ölmediğini, yaşadıklarını, bizim bunu hissedemeyeceğimizi, Allah katında onların rızıklandırıldıklarını bildiriyor. Biz de bu ilahi müjdeye inanıyor, tüm kalbimizle iman ediyoruz. Biliyoruz ki şüheda, yani şehitler, peygamberlere, özellikle de Peygamberimize komşudur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, evliya yurdu, dervişler otağı, şüheda membaı aziz topraklar için bedel ödeyen gazilere de ülke ve millet adına şükranlarını sundu.

“TÜRKİYE, MASA BAŞINDA KURULMADI”

İstiklal şairi merhum Mehmet Akif’in ifadesiyle aslında herkesin “şehit torunu, şehit ahfadı” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüksek şuurla şehit ve gazilerin emanetlerine tam bir hürmet içinde sahip çıktıklarını söyledi.

Bundan sonra da onların emanetini yere düşürmeyecek, uğruna can verdikleri veya bedel ödedikleri idealleri en güçlü şekilde yarınlara taşımaya gayret edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Akif, ‘Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda, canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyor. Bizler, üzerinde özgürce yaşadığımız bu toprakların bin yıllık evlatları, bin yıllık ev sahipleriyiz. Kimse buraları bize altın tepside sunmadı. Türkiye, masa başında kurulmadı, birilerinin ihsanı olarak vücut bulmadı. Biz bu toprakları kanlarımızla ve alın terimizle sulayarak kendimize vatan ettik. En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine ülkemizin her bir karışı için gerektiğinde ölümü göze aldık. Devletimiz üzerinde ameliyata kalkışan müstevlilere en güçlü cevapları vererek bugünlere geldik.”

“VATANIMIZI İLELEBET PAYİDAR KILMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Allah ömür verdikçe, yine burada, bu topraklarda başları dik, alınları açık bir şekilde yaşamaya devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “‘Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyen şairin sözündeki sevgiyle vatanımızı ilelebet payidar kılmayı sürdüreceğiz. Karada, havada, denizde mukaddes vatan topraklarını koruyan siz kıymetli kahramanlarımız, bu ülkenin ve milletin düşmanlarının aşamadığı, hiçbir zaman da aşmayacağı çelikten birer kalesiniz. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde aşamadılar. Hep siz oralarda onları inlerine gömdünüz şu ana kadar yine o imanla, aşkla yine gömmeye devam edeceksiniz. Ben buna inanıyorum. Polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, güvenlik korucusuyla işte bugün burada olduğu gibi yan yana, sırt sırta olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizi bu topraklardan söküp atamaz. Aynı şekilde mülkümüz, canımız, bayrağımız ve bütün kutsal değerlerimiz emniyet altındaysa hiç kuşkusuz bunda sizin çok büyük emeğiniz var. Ne denli şartlar altında vazifenizi yerine getirdiğinizi Türkiye’nin güvenliği için nasıl büyük bir özveride bulunduğunuzu gayet iyi biliyorum. Rabbim hepinizden razı olsun, ayağınıza taş değdirmesin.”

Türkiye’nin, üç kıtanın tam kalbinde yer aldığını, stratejik olarak eşsiz imkânlar sunma yanında zorluklarını da bünyesinde barındırdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel güç rekabeti bölgemizde cereyan ettiği için Türkiye olarak biz de her türlü gelişmeden doğrudan etkileniyoruz. Hadiseleri tribünden seyretme lüksüne sahip değiliz. Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmak, bölgemizdeki olayları ülkemiz lehine olacak şekilde yönetmek, yönlendirmek mecburiyetindeyiz” ifadesini kullandı.

Özellikle son yıllarda bu konuda çok başarılı bir sınav verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de 13,5 yıl boyunca bedel ödeme pahasına doğru olanı, ahlaki ve vicdani olanı yaptıklarını belirtti.

“Bu millete ikinci bir Boraltan Köprüsü utancı yaşatmayacağız” dediklerini ve her türlü riski göze alarak böyle bir utanç lekesini ülke tarihine bulaştırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hatırlayın, bu süreçte çok ağır baskı gördük. Acımasızca eleştirildik, hatta ihanetle suçlandık. Peki, sonuçta ne oldu? Irkçılık yapanlar kaybetti, mazlumları otobüslere doldurup terör örgütlerine ve eli kanlı zalimlere göndermek isteyenler kaybetti. 8 Aralık’ta Suriye halkı 61 yıllık karanlığın ardından zalim rejimi devirdi ve özgürlüğüne kavuştu. Devrimden bu yana 133 bin Suriyeli misafirimiz gönüllü ve onurlu bir şekilde doğdukları topraklara geri döndü. Bugüne kadar Suriye’ye güvenli bir şekilde dönen kardeşlerimizin sayısı ise 873 bini buldu. Suriye’de düzen ve istikrar güçlendikçe inşallah bu sayı daha da artacak. Daha önce de dikkat çektiğim gibi kimseyi zorlamayacağız ama dönmek isteyen kardeşlerimize de gereken kolaylığı sağlayacağız.”

Aynı durumun Gazze’de de görüldüğünü, orada da buna şahitlik ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de 471 gün süren soykırım ve katliamda küresel Siyonist lobinin tüm baskılarına rağmen kardeşlerimize cesaretle sahip çıktık” dedi.

Neticede Gazze’deki insanlık sınavını alnının akıyla veren birkaç ülkeden birinin Türkiye olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün pek çok ülke Filistin halkının yüzüne dahi bakamazken biz Gazzeli kardeşlerimizin samimi dualarına mazhar oluyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında yine benzer tercihlerle karşılaştık. Hemen herkes savaşa odun taşırken biz barışın tarafında olduk. Şimdi bakıyorsunuz, geçmişte bize laf söyleyenlerin hemen hepsi bugün hükûmetimizin dengeli politikasına hak vermek zorunda kalıyor. İster rakibimiz isterse dostumuz olsun hemen herkes Türkiye’nin çok kritik zamanlarda çok doğru ve öngörülü hamleler yaptığını ifade ediyor.”

“TÜRKİYE’NİN MENFAATLERİ NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU KARARLILIKLA UYGULADIK”

Saymaya kalkılsa saatleri alacak pek çok meselede daima “Önce milletim, önce memleketim” şiarıyla hareket ettiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu kararlılıkla uyguladık. Sadece dış politikada değil iç siyasette de duruşumuz hep bu yönde oldu. Vesayetin ve bürokratik oligarşinin geriletilmesinden terörün her türlüsüne karşı verdiğimiz mücadele, millî iradenin güçlendirilmesinden temel hak ve hürriyetlerle ilgili attığımız adımlara kadar her alanda doğru olanı yapmanın derdinde olduk” diye konuştu.

Bu süreçte nelerle karşılaşıldığını milletin tüm fertlerinin çok iyi bildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde, doğrudan istiklali hedef alan daha nice hain saldırıda Türkiye’deki bazı çevrelerin nerelere savrulduğunu hiç kimsenin unutmadığını ve unutmayacağını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, elini vicdanına koyan herkesin Türkiye’nin maruz kaldığı onca ihanete ve saldırıya rağmen bugün güvenlik noktasında herhangi bir zafiyet yaşamıyorsa bunun sebebinin vaktinde atılan uzak görüşlü adımları olduğunu söyledi.

Bu süreçteki en büyük kazanımlarından birinin de FETÖ’nün tasfiyesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “FETÖ, devletimizi içeriden çökerten habis bir ur misali yıllarca emperyalistler namına ülkemiz aleyhine tetikçilik yapmıştır. Millî projelerimizin engellenmesinden kimi siyasi cinayetlere, ajanlık faaliyetlerinden terörle mücadelemizin sekteye uğratılmasına kadar birçok ihanetin, kalleşliğin ve operasyonun gerisinde bu örgüt bulunuyordu. Emniyet teşkilatımızı, ordu ve jandarmamızı FETÖ’cü hainler başta olmak üzere hukuk dışı yapılardan temizledikçe hem kendimize güvenimiz arttı hem de terör örgütleri ve suç şebekeleri ile daha etkin mücadeleye imkânına kavuştuk. Güvenlik güçlerimizin yıl boyu süren operasyonları sayesinde sınırlarımız içindeki terör tehdidi hamdolsun bitme noktasına geldi. Bir dönem teröristlerin cirit attığı köy, mezra ve yaylalarda artık güven ve huzur ortamı hâkim. Irak ve Suriye’deki harekâtlarımızla da terör unsurlarını hudutlarımızdan uzaklaştırdık. Yani son 8-10 yılda, bugün ‘Terörsüz Türkiye’ diye tarif ettiğimiz hedefimize giden yoldaki pek çok taşı, mayını, engeli temizledik. Başta sınır ötesi operasyonlar olmak üzere terörle mücadele irademiz çok sık eleştirildi. Hatta sabote edilmek istendi ama biz asla yılgınlık göstermedik, karamsarlığa kapılmadık, hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerledik. Burada şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek durumundayım, bugün ‘Terörsüz Türkiye’ hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü, daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız.”

“SORUMLULUK TAŞIYAN BİR SİYASETÇİNİN BÖYLE BİR FIRSATA SIRTINI DÖNMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ”

Milletin kanını, canını ve kaynaklarını 40 yıldır sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakın olunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletine karşı sorumluluk duygusu taşıyan bir siyasetçinin böyle bir fırsata sırtını dönmesi düşünülemez. Avantajımızı 85 milyonun tamamının hayrına olacak bir sonucun çıkması, en iyi şekilde değerlendirmekle mükellefiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu sizlerle birlikte aziz milletimizin çok iyi bilmesini istiyorum. Biz kişisel hesaplar peşinde asla değiliz. Biz sadece ve sadece milletin istikbalini düşünüyoruz. Türkiye için en doğrusunu, en isabetlisini yapmanın derdindeyiz. Amacımız hiçbir güvenlik görevlimizin, hiçbir evladımızın burnunun dahi kanamayacağı kalıcı bir güven iklimini içeride ve dışarıda tesis etmektir. Gayemiz, Türkiye Yüzyılı’nı bölgemizde barışın, kardeşliğin, dayanışmanın yüzyılı hâline getirmektir” ifadesini kullandı.

“KENDİSİNİ YASALARDAN ÜSTÜN GÖRENLERLE MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

“Aklını hırsına esir etmeyen herkes şu gerçeği çok net görebiliyor; bölgemizin ve dünyanın tarihî bir yeniden yapılanma sürecinde olduğu bir dönemde Türkiye olarak bizim çok dikkatli davranmamız gerekiyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soykırım şebekesinin yeni haritalarla bölgemizi bölme niyetlerini ilan ettiği günlerde bizim de politikalarımızı buna göre belirlememiz icap ediyor. Bir asır önce oynanan oyunun tekrarına izin verirsek ne atalarımız ne de gelecek nesiller bizi affeder. Sultan Alparslan’ın ve Selahaddin Eyyubi’nin torunları olarak el ele gönül gönüle vererek, Siyonistlerin bölgemizde yeni ameliyatlar yapmalarına Allah’ın izniyle müsaade etmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yıllık kardeşliğin arasına örülen terör duvarını yıkıp attıklarında demokraside, özgürlüklerde, refahta ve bölgesel kalkınmada daha hızlı yol alma imkânı elde edileceğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Elbette bu süreçte asayiş ve güvenlik noktasında hassasiyeti, teyakkuzu asla elden bırakmayacağız. Zehir tacirlerinden çetelere, milletin malına ve canına kasteden canilerden suçta kibirlenenlere kadar. Kendisini devletten, hukuktan ve yasalardan üstün gören kim varsa hepsiyle mücadelemizi kararlılıkta sürdüreceğiz. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. İftar soframızı şereflendiren tüm kardeşlerime tek tek teşekkür ediyorum. Sizlerden, ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diye ifade ettiğimiz ilkelerimize sahip çıkmanızı istiyorum. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimize Mevla’dan hayırlı ve sağlıklı ömürler niyaz ediyorum. Ramazan-ı Şerifinizi tekrar tebrik ediyor, her birinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Mensupları ve Korucular ile İftar Programı’nın ardından Ramazan etkinlikleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen kitap fuarını ziyaret etti

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Türkiye’ye Hoş Geldiniz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin giriş kapısında karşıladı. Daha sonra iki lider, Türkiye ve Azerbaycan bayrakları önünde basın mensuplarına poz verdi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

Emine Erdoğan, Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nin açılış törenine katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kayseri’de Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nin açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.

1-7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında açılışı yapılan Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, Yeşilay rehabilitasyon merkezlerine bir yenisini daha eklemenin heyecanı içinde olduklarını belirtti.

Bu merkezlerin yepyeni hayatların ve tertemiz başlangıçların vesilesi olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, Yeşilay’ın bağımlılıklarla mücadelede, güçlü ve asırlık bir kale olduğunu, toplumun faydasına büyük hizmetler gerçekleştirdiğini bildirdi.

Bir anne, babaanne ve anneanne olarak, Yeşilay ailesine sonsuz şükranlarını sunan ve kuruluşunun 105’inci yılını kutlayan Emine Erdoğan, “Bu güzel merkezin hayata geçmesinde Kayserimizin hayırsever iş insanlarının da hatırı sayılır bir desteği var. Toplumsal dayanışma kültürümüzün çok güzel bir örneğini sergilediler. Kendilerine ve bu işbirliğine öncülük eden Sayın Valimize çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bağımlılıkla mücadelede büyük emeği olan Sayın Sağlık Bakanımızın şahsında Bakanlığımızın kıymetli çalışanlarına da teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“BAĞIMLILIKLAR YÜZÜNDEN KAYIP NESİLLER ORTAYA ÇIKIYOR”

Bağımlılığın çağın ana problemlerinden biri olduğunu belirten Emine Erdoğan, sigara, alkol ve madde bağımlılığının tüm dünyada yükseldiğini söyledi.

Emine Erdoğan, “Uzmanlar, bilhassa uyuşturucu maddelerin daha önce hiç olmadığı kadar geniş bir çeşitliliğe sahip olduğunu söylüyorlar. Özellikle kimyasal yöntemlerle üretilen sentetik uyuşturucular, tehlikenin boyutlarını daha da artırıyor. Toplumsal güvenliğe, sağlığa ve ülke geleceğine doğrudan etki ediyor. Bazen haberlerde, batılı ülkelerdeki bağımlılık sorununun geldiği endişe verici noktaları gösteren dosyalar işleniyor. İnsanları sokak köşelerinde toplu hâlde kendinden geçmiş, ölümün kıyısında çırpınırken görüyoruz. Bağımlılıklar yüzünden kayıp nesiller ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

İnsanları çarçur etmeyi kendine amaç edinmiş, bağımlılıklar üzerinden büyük bir kar elde eden endüstriler olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, “Mesela daha düne kadar gençleri sigaradan uzak tutmaya çalışırken, şimdi onları elektronik sigaraların pençesinden kurtarmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz, elektronik sigaralar, sözde sigarayı bırakmayı kolaylaştırıcı bir ürün olarak pazarlandı. Farklı aromalar, özel tasarım kılıflarla cazip hâle getirildi. Ancak ortaya çıktı ki, elektronik sigara kullananlarda koroner kalp hastalığı, depresyon, kalp krizi ve felç riski çok daha yüksek” diye konuştu.

“BAĞIMSIZLIK SEFERBERLİĞİNİ ÇOK ÖNEMLİ BULUYORUM”

Gittiği şehirlerde katıldığı programlarda, ailelerle sık sık bir araya geldiğini, onların hikayelerini dinlediğini aktaran Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu tecrübelerle gördüm ki, bağımlılıklar yüzünden hayatlar sönüyor, aileler dağılıyor. Aile içi şiddetin, ailelerin uğradığı ekonomik felaketlerin temelinde bağımlılıklar yatıyor. Bağımlılık, önce kişinin, sonra ailesinin, daha büyük ölçekte çevresinin ve toplumun sorunu oluyor. Bilhassa Aile Yılı ilan ettiğimiz bu yılda, bağımlılıklarla mücadelede son derece kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim. Elbette, bağımlılık kadar insanları bağımlılıkların kucağına iten kök nedenleri de ortadan kaldırmak çok önemlidir. O yüzden, dertlere kulak kesilelim. Empatinin, sevginin, gönül almanın, önleyici ve tedavi edici gücünü asla unutmayalım. İnşallah, el birliğiyle ailelerimizi içten dışa güçlendireceğiz. Bizim, bağımlılıkların karanlık dünyasına terk edecek tek bir evladımız, tek bir kardeşimiz bile yok. Bu noktada, Yeşilay’ın İçişleri Bakanlığımızla el ele vererek başlattığı ‘Bağımsızlık Seferberliği’ni çok önemli buluyorum. Ülke çapında bir farkındalığı ayağa kaldırarak, ailemizi ve neslimizi bağımlılıkların tuzaklarından korumak için dört koldan çalışmalar yürütüyorlar. Yeşilay’ın her bir üyesine kalpten teşekkür ediyorum. Ben buradan herkesi ‘Bağımsızlık Seferberliği’ne katılmaya, bağımlılıklara karşı bir ses olmaya davet ediyorum.”

Özellikle medya sektöründen geniş bir destek beklediklerini dile getiren Emine Erdoğan, “Medya mecralarında her yaştan insanın, bağ kurup örnek alabileceği, doğru temsillerin yer alması, bağımlılık endüstrisine karşı çok güçlü bir cevap olacaktır. Biz, hep gençler için rol modeller arıyoruz. Oysa yetişkinler, anneler, babalar, eşler için de millî ve kültürel değerlerimizi üzerinde taşıyan rol modellerin çoğalmasına ihtiyacımız var. İşin şu yanını hiç unutmayalım, neslimizi bağımlılıklara karşı korumak, ülke bekasını korumaktır” ifadelerini kullandı.

“ANNE BABALARA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”

Bağımlılık meselesinin çok büyük bir başlık olduğunu bildiren Emine Erdoğan, küresel olarak, sosyal medya platformları ve bilgisayar oyunlarının, çocuk ve gençleri adeta ele geçirdiğine dikkati çekti.

Bu nedenle tüm dünyada ülkelerin yasal düzenlemeleri bir bir yürürlüğe koyduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir rapora göre, 13-17 yaşları arasındaki her 4 çocuktan 3’ü, sosyal medya platformlarında en az bir kez potansiyel bir zararla karşılaşıyor. Ortaokul çağındaki çocukların yüzde 60’ı, rahatsız edici kişilere maruz kalıyor. Uzmanlar, sosyal medya bağımlılığının, beyinde madde bağımlılığıyla benzer mekanizmaları tetiklediğini söylüyor. Aile Bakanlığımızın, konuyla yakından ilgilendiğini ve mevzuat çalışmaları yaptığını belirtmek isterim. Ancak burada anne, babalara düşen büyük sorumluluğun da altını çizelim. Maalesef, oyalansınlar diye çocukların eline tutuşturduğumuz telefonlar, tabletler, erken yaşlardan itibaren bağımlılıkların zeminini hazırlıyor. Gelin, çocuklarımızı bu dijital dadıların elinden artık kurtaralım. Onları, sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini destekleyen aktivitelerle meşgul edelim. Mesela, bir spor ya da sanat türüyle tanıştıralım. Biliyorsunuz, kurumlarımızın, belediyelerimizin çocuklara ve gençlere yönelik nice ücretsiz hizmetleri var. Ebeveynlerin, bu hizmetlerden istifade etmesini temenni ediyorum.”

Emine Erdoğan, annelerin olağanüstü güçleri olduğunu belirterek, bir annenin kalbinin, evladına görünmez hatlarla bağlı olduğunu söyledi. Annelerin, çocuklarının tek bir bakışından bile ne düşündüğünü, ne hissettiğini anladığını ifade eden Emine Erdoğan, her türlü bağımlılıkla mücadelede annelerin bu sezgilerinin, önleyici tedbir niteliğinde olduğunu kaydetti.

Çocukların davranışlarında bir farklılık olması halinde altında yatan nedenin mutlaka araştırılması gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, çocukların, arkadaş çevresinin iyi tanınması gerektiğini söyledi.

Emine Erdoğan, çocukların özgüven ve psikolojik sağlamlık kazanmalarına yardımcı olunması, iç dünyalarının, manevi değerlerle güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şefkatli bir dil ve anlayışlı bir yaklaşımın asla elden bırakılmamasına dikkati çekti.

“HERHANGİ BİR BAĞIMLILIKTAN MUZDARİP GENÇLERİMİZ, HEPİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Bağımlılıkla mücadele edenlere seslenen Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Herhangi bir bağımlılıktan muzdarip tüm gençlerimizin, hepimiz için çok önemli olduklarını bilmelerini isterim. Kendilerini yalnız hissetmesinler. Ümitsizliğe kapılmasınlar çünkü bağımlılıkların tedavisi var. Bugüne kadar birçok insan, bağımlılıklarından kurtuldu ve yepyeni hayatlar kurdu. Unutmasınlar ki hatalarımızdan aldığımız derslerle büyür, güçleniriz. Meşhur bir sözde dendiği gibi ‘Yaşamdaki en büyük zafer, asla düşmemekte değil, her düştüğümüzde ayağa kalkmakta yatar.’ Onlar ayağa kalkacak cesareti göstersinler, bizler zaten tüm kalbimizle, tüm imkânlarımızla onların yanındayız. Rehabilitasyon merkezlerimizdeki her uzmanımız, onlara kucak açmak için bekliyor. Yeter ki kapılarını çalsınlar.”

Herkesin Ramazan ayını tebrik eden Emine Erdoğan, bu kutlu ayın maneviyatının, bağımlılıklarla mücadele eden herkes için ruhsal bir yenilenmenin vesilesi olmasını diledi.

Emine Erdoğan’ın konuşmasının ardından aile fotoğrafı çektirildi. Emine Erdoğan ve beraberindekiler, merkezin açılış kurdelesini kestikten sonra merkezi ve danışanların el emeği ürünlerinin yer aldığı sergiyi gezdi. Emine Erdoğan, sergi sırasında ebru sanatının yapımını izledi.

Danışanların çeşitli sanat dallarında çalışmalar yaptığı atölyeler ile yatakhanelerini ziyaret eden Erdoğan, merkez yetkililerinden bilgi aldı. Emine Erdoğan’a, atölye çalışmaları kapsamında danışanların yaptığı kara kalem portresi hediye edildi.

KADIN BAĞIMLILARA YATILI REHABİLİTASYON İMKÂNI SAĞLANAN İLK MERKEZ

Yeşilay’ın ülke genelinde hizmet veren üçüncü rehabilitasyon merkezi olan Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi, kamu ile sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ve Kayserili iş insanlarının desteğiyle inşa edildi.

Yaklaşık 9 bin 97 metrekare kapalı alana sahip merkezde, danışanlar 6 ay tedavi görebilecek.

Kadın bağımlılara yatılı rehabilitasyon imkânı sağlayan ilk merkez olan Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezinde, kişilerin bağımlılıktan kurtulup, yeni bir hayata adım atmaları hedefleniyor.

Ücretsiz ve gizlilik odaklı hizmet verecek olan merkezde, danışanlara hobi ve mesleki atölyelerle yeni hobiler kazandırılacak.

GENÇ GAZETECİLER KAYSERİ

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge