Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, A Haber, ATV, A Para, A News ortak yayınına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber, ATV, A Para, A News kanallarında ortak canlı yayınında ekrana getirilen “Gündem Özel” programına konuk oldu.

Kur korumalı Türk lirası (TL) vadeli mevduat hesabının açıklanmasının ardından TL’nin yaklaşık yüzde 50 değer kazandığının hatırlatılması ve “Böyle bir gelişmeyi öngörüyor muydunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gelişmenin vatandaşların Türk lirasına güvendiğini gösterdiğini, Trabzonlu bir vatandaşın bu konuda, “Ya kaybettim ama Türk lirası değer kazansın yeter bana” dediğini, bunun güzel bir gösterge olduğunu söyledi.

“AMACIMIZ, YATIRIMCI, SANAYİCİ, TASARRUF SAHİBİ VATANDAŞLARIMIZ İÇİN KUR OYNAKLIĞINI AZALTMAK, TÜRK LİRASINI DEĞERLİ HÂLE GETİRMEK”

Türk lirasının gücünü, ekonomik altyapıdan, üretim kapasitesinden ve finansal sektörün sağlamlığından aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’de şu anda ana muhalefet ve yavruları, Türk lirasını bir kenara koyup daha çok dolara, avroya, buralara endekslenmek istiyorlar. Bunun üzerinden hatta asgari ücrete varıncaya kadar doları baz alarak bunun değerlendirilmesinin gerektiğini filan söylüyorlar. Bu tabii aslında çok çok ciddi bir yanlış. Hele hele yani Merkez Bankasında başkanlık yapmış bir insanın kalkıp o da yani dövize ‘Buradan taviz vermeyin, Türk lirası yine kayba gidecektir’ filan demesi çok daha çirkin, hiç de yakışmıyor. Tabii daha sonra geri vitese taktı, geri adım atmaya kalktı ama bunu artık bu millet yutmaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemlerde yurt içi ve yurt dışında, kurlarda, 2008’de de benzeri olan ve tasarruf sahiplerinin güvenini bozmaya yönelik rasyonel olmayan hareketlenmelerin meydana geldiğine işaret ederek, “Tabii açıkladığımız Türk lirası varlıkları güçlendirici paketle biz bu algıyı bozmuş olduk. Vatandaşımız da teveccüh göstererek hızlı bir şekilde Türk lirasına geçişin, o sabah bütün olduğu gibi kapılara dizilmeleri ve buralarda özellikle Türk lirasını oraya getirip, oradan dövizleri bozarak Türk lirasını almaları, bunlar da tabii vatandaşımızın kendi millî ve yerli olarak parasına olan güveninin en güzel göstergesiydi. Programın açıklanmasından beri Türk lirası mevduatlar bugün saat 15.00 itibarıyla 23,8 milyar liranın üzerinde arttı ve ivmelenerek artmaya da devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bugün ekonomi yazarları ve akademisyenleriyle Dolmabahçe’de bir toplantı yaptığını anımsatarak bu konuları toplantıda ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacımız, yatırımcı, sanayici, tasarruf sahibi vatandaşlarımız için kur oynaklığını azaltmak, Türk lirasını değerli hâle getirmek, yine Türk lirasının değerine itibar katmaktır. Çünkü kur düzeyi, serbest piyasa işleyişi içerisinde olması gereken seviyeye kendisi zaten gelecektir. Benim her zaman bir ifadem var, ‘Para yatağında akar’, buna dikkat etmemiz lazım. Ve bu yatağını da şimdi buluyor, buldu, daha iyi olacak, acele etmiyoruz. Bir ara biliyorsunuz 10’un da altına düştü, şu anda 11 civarında zannediyorum. Bu istikrarlı şekilde gerek Maliye, Hazine gerekse Merkez Bankamızın dayanışmasıyla ve bizlerin de katkılarıyla, bütün istişare kurullarımızla bunu yerli yerine oturtacağız. Şöyle sabırla yola devam etmekte fayda var.”

“UYGULANAN EKONOMİK PROGRAM DÖVİZ KURUNUN İSTİKRARA KAVUŞMASINI SAĞLAYACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin, kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı sisteminin sürdürülebilirliğiyle ilgili endişelerinin ve “Bu sistem Hazine’ye çok büyük yük getirecek” yönündeki eleştirilerinin sorulması üzerine, şunları söyledi: “Bu ana muhalefetin, yavrularının, bunların bugüne kadar gerçekçi bir yaklaşımları hiç oldu mu? Olmadı, bundan sonra da olmaz. Bunu bir defa böyle bilecek, böyle inanacaksınız. Birçok bu ara yalanlar, dolanlar filan falan aldı başını gidiyor. İşte Bay Kemal, her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yalanlarına, halkımızı aldatmaya devam ediyor. Çünkü ekonomiden hiç anlamaz. Ülkemizde tasarruf kompozisyonunun makroekonomik politikalarla uyumlu olması için Türk lirası finansal enstrümanların özendirilmesi önem arz ediyor. Geliştirilen bu araçla hem kısa vadede vatandaşımızın kur oynaklığından kaynaklı mağduriyetini gideriyor. Dikkat edin bu çok önemli. Yani vatandaş şu anda iki garantiye sahip. Bir, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, iki Hazine. Yani vatandaşın kaybı olmayacak. Özellikle de buradaki mağduriyet ortadan kalkmak suretiyle üç, altı, dokuz belirlenen tarihlerde neyse döviz kuru ve burada bunun üzerinden parasını bozduracağı zaman karşılığını aynen alacak. Dolayısıyla yani biz burada Türk lirası mevduat vadesinin de uzatılmasına katkı sağlıyoruz. Vatandaş da burada ‘Benim burada mağduriyetim yok, zaten devletim benim arkamda’ Türk lirası enstrümanlara olan talebi artırarak, finansal piyasaların daha etkin işlemesini de sağlamış oluyoruz.”

Sisteme ilişkin ‘Vadeden önce para çekilebilir mi?” şeklinde soru geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet çekilebilir, bir manisi yok. Daha önceden de belirlendiği şekliyle hesap, vadesiz hesaba dönüşecek. Sen de alman gereken paranı rahatlıkla alacaksın. Ama bir şeye güveneceksin, benim artık kaybım olmayacak” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tasarruf kompozisyonunun Türk lirası lehinde gerçekleşeceğini belirterek, “Uygulanan ekonomik program, piyasalarda özellikle bu güveni artıracak. Döviz kurunun istikrara kavuşmasını sağlayacak. Özellikle kur stabil hâle gelmiş olacak. Yani kurun stabilizasyonu burada önem arz ediyor. Bu adımın uzun vadede bütçeye yük olmak yerine olumlu katkı sağlamasını da öngörüyoruz ve bu attığımız adımla bu da sağlanmış olacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, toplumsal refahın artırılması, kamusal hizmetlerin etkin bir şekilde sunulmasının hükûmetlerin görevi olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Biz de bu amaçla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamusal, finansal, mali birçok aracı nasıl dünyada kullanılıyorsa biz de kullanıyoruz ve kullanacağız. Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına kur koruması sağlanması da dönemin şartları gözetilerek oluşturulmuş önemli bir araç. Diyoruz ya, bunu stabil hâle getirmiş olacağız. Bu araç özellikle vatandaşı rahatlatacak. ‘Ben bu araca giderken bir defa kaybım olmayacak’ diyecek. Bu araç sayesinde de kurdaki oynaklığın kontrol altına alınmasına katkı sağlanıyor ve sonuçları itibarıyla toplumun tüm kesimleriyle finansal ve ekonomik sisteme fayda sağlamış oluyoruz. İlaveten bu uygulamadan isteyen her vatandaşımız faydalanacak, belli bir kesim diye bir şey yok. İstikrarın sağlanması adına yeni geliştirilen bu aracın Anayasa’ya aykırılık teşkil etmesi söz konusu değil. Aksine, yürütmenin fonksiyonlarının doğal bir gereğidir. Biz bunu böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Daha önce, geçmişte de uygulanmış olan bu adımı, şimdi biz yeniden uygulamak suretiyle çok kısa bir zamanda nasıl bu işi stabil hâle getirdiysek, bundan sonraki süreçte de bu stabil olarak inşallah yürümüş olacak ve bizim paramız kurdaki bu oynaklıklara esir olmayacak. Stabil bir kur olayı gerçekleşmiş olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kur korumalı TL mevduat hesabı, dolarizasyondan Türkiye’yi kurtarmak için önemli adımlardan oldu. 23,8 milyar dediniz. Acaba ne kadarlık bir beklentiniz var rakam konusunda bundan sonraki dönemde?” sorusu üzerine, bunun matematik bir olay olmadığını söyledi.

Kurdaki stabilizasyonun inşallah çok kısa bir sürede gerçekleşeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada bir şeyi şimdiden söyleyeyim. Merkez Bankamız aceleci hareket etmeyecek. Kademeli bir şekilde burada tekrar geldiği yere doğru inşallah dönecek ve Türk lirası da orada kendi asli gücünü, dere yatağında akar dedim ya, burada da TL yerini tam manasıyla bulacak. Bu bir hafta mı sürer, 10 gün mü sürer ama biz buradaki adımlarımızı gerek Hazine gerek Merkez Bankası olarak bununla atıyoruz ki herhangi bir oynaklığa neden olmadan neticeyi alalım” diye konuştu.

“FİYAT ARTIŞLARIYLA İNSANIMIZIN HUZURUNU KAÇIRANLARA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, doların düşmesinin ardından bazı marketlerdeki gıda fiyatlarının tüketicinin arzu ettiği seviyeye düşmediği belirtilerek bu konuyla ilgili neler yapılacağı şeklindeki soru üzerine, her şeyden önce gerek Hazine ve Maliye gerek Ticaret, hatta Tarım Bakanı’na bu yöndeki talimatları verdiğini söyledi.

Kontrolleri sıklaştıracaklarını ve asla bunlara taviz vermeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü vatandaşımızı bu şekilde spekülatif hareketlerle ezmeye kimsenin hakkı yok. Bunun için de denetimler sık yapılacak ve denetimlerin sıklaştırılmasıyla birlikte de biz diyoruz ki, vicdan sahibi olan bütün bu marketler, süper marketler, zincir marketler hepsi de nasıl çıkarken hızla fiyatları çıkartıp etiketleri ona göre değiştirdiyseler, inerken de şimdi aynı hızla bu etiketleri indirmeleri lazım. Aksi takdirde atılması gereken adımlar, mevzuat, yasal neyse bu adımları atacağız. Çünkü burada garip gureba, fakir fukara bunlara ezilmeyecek. Buna da fırsat vermeyeceğiz. Şu anda başta Hazine ve Maliye, Ticaret bakanlıklarımız bu konuda adımlarını zaten atmış durumdalar. Eğer fiyat indirimleri hızla yapılmazsa gerek Hazine ve Maliye Bakanlığımız gerekse Ticaret Bakanlığımız ellerindeki tüm imkânlarla bunların üzerine gidecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Fiyat artışlarıyla insanımızın huzurunu kaçıranlara müsaade etmeyeceğiz. İnsanımızı nasıl yüksek faiz ve hormonlu kur artışından kurtardıysak fahiş fiyat artışları karşısında da yine yalnız bırakmayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, serbest piyasayı bozucu, arz ve talep dengesiyle açıklanamayacak olan fiyat artışlarını devlet olarak yakından takip ettiklerini dile getirerek, bu noktada Ticaret Bakanlığının 81 ilde denetimlerini sıkı bir şekilde gerçekleştirdiğini anlattı.

Tedarik zincirinin tüm halkasını incelediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sebze meyve hallerinden marketlere kadar tüm bu döngüde incelemeler yaptıklarını, özellikle sebze meyve fiyatlarına yönelik dokuz büyük şehirde, 10 toptancı halinde Ticaret Bakanlığınca denetimler gerçekleştirildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer şekilde zincir marketlerde de denetimler yapıldığını belirterek Rekabet Kurumunun bazı somut tespitler üzerine kestiği cezalar olduğunu, tüm bu denetimlerinin fahiş fiyat artışlarını tespit etmek ve gereken tedbirleri almak amacıyla gerçekleştirildiğini vurguladı.

“FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz haksız fiyat artışlarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz, fırsatçılara göz açtırmayacağız. Devlet olarak bu noktada kesin kararlıyız” dedi. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığınca perakende satış noktaları başta olmak üzere tedarik zincirinin tüm aşamalarına yönelik bugüne kadar 100 bine yakın ürünün denetlendiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu denetim sonuçlarının da salgın döneminde teşkil edilen Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca incelendiğini kaydetti.

Yapılan inceleme sonucunda fahiş fiyat uyguladığı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen firmalara da mevzuatın öngördüğü en ağır idari para cezalarının verildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada kimsenin gözünün yaşına da bakamayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, denetimlerde, etikette usulsüzlük yapılarak tüketicilerin mağdur edildiğini de belirlediklerini anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlarla ilgili de gereken işlemleri yaptık. Buradan üretici, tedarikçi ve perakendecilerimize sesleniyorum: Fahiş fiyat ve stokçuluk gibi yollara lütfen tenezzül etmeyin. Bunların sonuçları ağır olacaktır. Keza özellikle döviz kurlarındaki düşüşleri fiyatlara yansıtmayanlara gereken yaptırımları uygulayacağımızın da bilinmesini istiyorum. Kur çıkarken fiyatları anında yükseltip kur inerken fiyatları düşürmeyenler ağır yaptırımlarla karşılaşacaklar. Stokçuluğa da kesinlikle müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Stokçuluk yapanlara yönelik cezaların artırılması konusunda çalışmalar şu anda Mecliste tamamlanmak üzere. Bu düzenlemenin de geçmesiyle stokçuluğa da ağır cezalar vermek suretiyle bu alanda da tedbirlerimizi artırmış olacağız. Vatandaşlarımızı mağdur eden hiçbir faaliyete katiyen izin vermeyeceğiz.”

“VATANDAŞLARIMIZI KORUMAK İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kur ve küresel emtia fiyatlarındaki artış bahanesiyle fahiş fiyat artışı yapmanın açıkça fırsatçılık olduğunu vurgulayarak, hep birlikte bunun üzerine gideceklerini, vatandaşın “Devletim benim yanımda, devletim benim cebimde gözü olanlara fırsat vermiyor” diyeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otomobil piyasasındaki stokçuluk ve yerli otomobilin piyasaya çıkmasında bir sarkma olup olamayacağına ilişkin soru üzerine, otomobil pazarı konusundaki şikâyetlerden de haberdar olduklarını söyledi.

Ticaret Bakanlığının birçok ilde otomobil distribütörleri ve yetkili bayiler nezdinde başlayan denetimlerinin yoğun bir şekilde ve tüm yönleriyle devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara da gereken cezalar veriliyor. Geçtiğimiz günlerde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından stokçuluk yaptığı değerlendirilen bir otomobil bayisine en üst sınırdan ceza verildi. Stokçuluğa verilecek cezaları artırmaya yönelik düzenleme de TBMM Genel Kurulu aşamasına geldi. Buradan da bunu zaten süratle geçirip adımımızı atacağız. Vatandaşlarımızı korumak için her türlü tedbiri alıyoruz, almaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı odalar, borsalar, derneklerin bildiri yayınladıkları hatırlatılarak, bildiriyi ve zamanlamasını nasıl bulduğu yönündeki soru üzerine, “Özellikle ülkesinin ve milletinin hayrına olan her şeye düşman olanlar yine iş başında, diyorum. Biz ekonomik bağımsızlık mücadelemizi bunlara rağmen sürdürüyoruz. Bu süreçte yerli ve millî kurumlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın ve halkımızın desteğiyle de harekete devam ediyoruz” diye konuştu.

İstihdamı, yatırımları, özellikle ihracatı önceleyen politikalarla adım attıklarını ve sivil toplum kuruluşlarından da buna uygun aksiyona geçmelerini beklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Burada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. Bahsettiğimiz sivil toplum kuruluşuyla bunlar Haziran’da görüşme yapmışlar. Haziran’dan sonraki olay ise tam bu olayın patlak verdiği gün kalkıyor Bay Kemal bir mesaj atıyor ve bunu da tabii bu kurumun ikinci adamı ziyaretime geldiğinde söylediler. Dediler, ‘Böyle böyle oldu. Bu konuda Bay Kemal bu mesajı atıyor’ Attıysa siz de bu işin bizim bilgimiz dışında olduğunu söylemeniz lazım. Söyleyin ki millet kimin kim olduğunu öğrenmiş olsun. Tabii bizim üzüntümüz başka. Bakıyorsunuz Türkiye’nin en önemli kuruluşu Odalar ve Borsalar Birliği kalkıyor, garip garip açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz oraya bağlı, onun altındaki kuruluşlar buna benzer açıklamalar yapıyor. Bizim dayanışma hâlinde olmamızın gerektiği en hassas dönemde bu tür açıklamalar yapılırken kimse şunu diyemez. ‘Aşağıdan baskılar geliyor da onun için ben bu açıklamayı yaptım’ diyemez. Eğer baskı diyorsanız, en büyük baskıyı gören her zaman kimdir? Hükûmettir. Bu fotoğraflar günün fotoğrafları değil, geçmişin fotoğrafları sürekli gündemde tutuluyor. Velev ki günün fotoğrafı olsun ama gereğini yapmanız lazım, söylemeniz lazım. Böyle bir gün siyaset yapma günü değildir. Eğer burada parana değer biçiyorsan, gerçekten yerliysen, milliysen gereğini yapacaksın. Demek ki sen ne yerlisin ne millîsin.”

“ÇOK KISA ZAMANDA ENFLASYONUN DA NASIL AŞAĞIYA İNDİĞİNİ HEP BERABER İZLEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye özgü yeni bir ekonomi modeli inşa ettiklerini, ülkenin ekonomik bağımsızlığı için çalıştıklarını belirterek şunları söyledi: “Küresel ekonomik sömürü düzenin kalbinde ne var, faiz var. Faiz düzeni zulüm düzenidir. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar, biz de bu düzene savaş açtık. 19 yıldır bunlarla savaş hâlindeyim. Hiçbir zaman da bu can bu tende olduğu sürece faizcilere hiçbir zaman yürüyün diyemem, onların ne yanında ne arkasında yer alamam. Çünkü bizim inandığımız bu noktada değerler silsilesi içerisinde faizin yeri yok. Biz faizle ayağa kalkan değil, inşallah hep söylüyorum, faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunun uygulamasını gördük. Nerede? Başbakanlığım döneminde faiz 4,7 ve 6’ya kadar düşmüştü. Enflasyon da 6,7’ye kadar inmişti. Yani doğru orantılı olarak o da iniyor, o da iniyor. Ne oldu? Gezi olayları patlak verdi. Gezi olayları patlak verdiği zaman bunun arkasında hangi emperyal güçler vardı? Malum o emperyal güçler, Türkiye’nin ayağa kalkmasını istemeyen emperyal güçlerdi. Bunun için de işte Gezi olayları patlak verdi. Bay Kemal yine oralarda dönüp dolaşıp duruyordu. Orada bir sıçrama oldu, maalesef faiz yükseldi, aynı şekilde enflasyon da yükseldi. Şimdi maalesef yalandan sürekli olarak nemalanan Bay Kemal çıktı, dedi ki ‘Böyle böyle gelin sıfıra indirin faizi. Biz CHP Grubu olarak her türlü desteğe hazırız’ Şimdi geçenlerde bir açıklama yaptı ‘Faizi yükseltin’ diyor. Bunlar hep takip ediyorsunuz. Dikkat edin bugün faiz artırın diyenlere, Gezi provokatörünü serbest bırakın diyenler, aynı mahfiller. Hiç değişen bir şey yok. Bunlar Sorosçu. Bunların bütün derdi, bu ülkeyi faizden para kazanmak suretiyle zengin olanlarla fakiri daha fakir yapanlar aynı safta. Biz buna fırsat inşallah vermeyeceğiz. Şu anda yine indiriyoruz. İnşallah Merkez Bankasının bu attığı adımlarla beraber çok kısa zamanda enflasyonun da nasıl aşağıya indiğini hep beraber izleyeceğiz, göreceğiz. Hiç bundan endişem yok. Çünkü bütün meselem faizden sömürü, bunun karşısında durmak. Çünkü sömürülen o benim fakir, garip gureba vatandaşım. Ona fırsat vermeyeceğiz.”

Merkez Bankasına ilişkin yorumların maksatlı, manipülatif olduğunun birkaç saat içinde ortaya çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede söz konusu beyan ve iddiaların kanunlara aykırı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankasının itibarını kırabilecek asılsız haberlerin yayılamayacağını aktararak, “Piyasa bozucu eylemler ve piyasa dolandırıcılığı hiç mi hiç yapamazsınız. Finansal piyasalarda manipülasyon da suçtur. Yani hiç burada af yok. Elbette bunları yapanlar hakkında kanuni yollara başvurulacaktır. BDDK, şu anda bunlarla ilgili adımlarını atmıştır. O söylediğiniz Merkez Bankasında geçmişte başkanlık yapmış olan zat, o da şu anda bu suçu işlemiştir. Hele de Merkez Bankasında başkanlık yapacaksın, kalkacaksın bu tür yol göstericiliğe soyunacaksın. Bunları da aynı şekilde hesaba çekecekler. Gayri millîlik budur. Kamu görevinde bulunmuş biri, kamu aleyhinde açıklama yapamaz. Kamu ahlakı buna müsaade etmez. Demek ki burada bir sorun var. Bu sorunu ortadan yine hep beraber kaldıracağız. Onlar da bunun bedelini ödeyecekler. Şu anda milletvekilliği nedeniyle yırtar ama en azından tazminat noktasında bunun bedelini öder” diye konuştu.

“AMACI DIŞINDA KULLANILAN KREDİLERE İLİŞKİN İLGİLİ KURUMLARIMIZ GEREKLİ DENETİMLERİ YAPIYOR”

Proje bazlı kredi temin edip, krediyi farklı şeklide kullanan sözde iş adamlarının üzerine gitmenin görevleri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Özellikle salgın döneminde olağanüstü şartlardan dolayı ilave kontrol olmaksızın işletmelerimize birçok destek paketi ile finansmana erişim imkânı sağladık. Hatta bu amaçla kefalet kullandırımı için SGK ve vergi borcu olmama şartını da bu dönemde geçici olarak iptal ettik. Ancak hazine destekli kredi garanti sistemi kapsamında açıkladığımız destek paketlerinde kullandırılan kredinin nakit olarak tahsis edilen kısmının faaliyet alanı dışında kıymetli maden ve döviz alımında kullanılmayacağına ilişkin kural da koyduk. Bu kurala uyulmadığının ve kefaletin verilme amacı dışında kullanıldığının tespit edilmesi hâlinde işletmenin henüz kullanmadığı kredi kısmını iptal ediyoruz. Sistem kapsamındaki destek paketlerinden artık faydalanmasına da izin vermiyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de küresel ekonomik yavaşlamanın, salgının olumsuz etkilerini gidermek üzere çeşitli teşvik ve tedbirleri de uygulamaya aldık. Bu süreçte üretim ve istihdamın devam etmesi için hem bireylerin hem de şirketlerin krediye ulaşım imkânlarını kolaylaştırdık. Ancak bu desteklerden yararlanan bazılarının elde ettikleri fonlarla kısa vadeli spekülatif kar amaçlı faaliyetlerde bulunduklarını, bazılarının da farklı harcamalarda kullandıklarını biliyoruz. Bu noktada kredilerin yeni programları destekleyici mahiyette verilmesini sağlayamaya yönelik adımlar da atılıyor. Ayrıca amacı dışında kullanılan kredilere ilişkin ilgili kurumlarımız gerekli denetimleri yapıyor. Bunda da kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bunlar da bir anlamda fırsatçılıktır. Bu fırsatçılara da zemin hazırlamayacağız.”

“PİYASALARDA SAĞLIKSIZ FİYAT OLUŞUMUNDA TCMB DOĞRUDAN MÜDAHALELERDE BULUNUYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’de pandemi nedeniyle küresel ekonominin yüzde 3,1 oranında bir daralma yaşadığını hatırlatarak, “Bu dönemde G-20 ülkeleri arasında Türkiye, Çin ile büyüyen iki ülkeden biri oldu. Diğer 18 ülke çok berbat durumdaydı. Fakat Türkiye’de öyle bir ana muhalefet ve yavruları var ki, bunlar Türkiye’nin G-20’den dışlandığını söyleyecek kadar ileri gittiler. Emtia fiyatlarındaki yükseliş ve salgının yarattığı arz-talep dengesizlikleri, enflasyonun küresel anlamda ciddi bir şekilde yükselmesine neden oldu. Şu anda önde gelen birçok ülke tarihinde gördüğü en büyük enflasyonu yaşıyor. Örneğin ABD’de enflasyon, kasım ayında yüzde 6,8 ile son 39 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Avro bölgesi enflasyonu da yüzde 4,9 ile son 25 yılın en yüksek düzeyine çıktı. IMF enflasyonun 2022 yılının ikinci yarısından itibaren gerilemesini bekliyor. Bununla birlikte enflasyon konusunda yukarı yönlü riskler varlığını koruyor. Enflasyon ile mücadelede beklentileri yönlendirme ve enflasyondaki ataleti kırma önemli rol oynuyor. Bu çerçevede TCMB etkin bir şeklide iletişim kanallarını kullanıyor. Ayıraca piyasalarda sağlıksız fiyat oluşumunda TCMB doğrudan müdahalelerde bulunuyor. Tabii bu arada bir, iki, üç, dört, beş müdahale yapıldı. Hemen muhalefet saldırdı. Olabilir. Merkez Bankasının bu yetkisi var mı yasal olarak? Var. Bu yetkisini de gerekli gördüğü hâllerde yapar. Bunu da yapmıştır. Lafa geldiği zaman ‘Merkez Bankası bağımsız değil’ diyorsun. Bu bağımsızlığını sana sorarak mı yapacak Bay Kemal? MB’yi ziyaret etmek istedin, Merkez Bankası kalkıp bana mı sordu? Sana, ‘buyur gel’ dedi. Gittin ve size gerekli olan bilgileri verdiler, çıktın dışarıda Merkez Bankasının arkasından konuşmaya başladın. Bu bir defa olacak bir iş değil. Yakışıksız iş yapıyorsun. Gidiyorsun, alıyorsun bilgiyi, ondan sonra çıkıp bilgiyi aleyhte satıyorsun. Bu sıradan bir kurum değil” diye konuştu.

“TÜRKİYE KÜRESEL ÜRETİM ÜSSÜ VE TEDARİK MERKEZİ OLMA POTANSİYELİNE FAZLASIYLA SAHİP BİR ÜLKE”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha sonra TÜİK’e de gitmek istediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “TÜİK gayet güzel bir cevap verdi. ‘Siz imtihanı kaybettiniz’ dedi. Nerede? Merkez Bankasında. Çünkü bu kurumların kendine ait bir gizliliği var. Aynı şekilde TÜİK’in de bir gizliliği var. ‘Ben sizinle görüşme yapmayacağım. İstiyorsanız yazılı olarak sorularınızı gönderin, yazılı olarak cevabını veririz’ dedi. Bu neyi gösteriyor? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, savunma sanayiinde, Savunma Bakanımdan istenen bir bilgi olduğu zaman hatta Dışişleri Bakanıma da ‘Gidin bilgilendirme yapın’ dedim. Gidip bilgilendirmeler yapmışlardır ama bütün bu iyi niyetler hep boşa çıkmıştır. Ancak biz mutlulukla görüyoruz ki açıkladığımız önlem paketi piyasalar tarafından olumlu karşılandı ve Türk lirası değer kazandı. Döviz kurlarındaki iyileşmenin en kısa zamanda mal ve hizmet fiyatlarına da yansımasını bekliyorum. Bu noktada hiç tereddüdüm yok. Kur geçişkenliğini azaltmak için mevcut üretim yapısının neden olduğu dış finansman bağımlılığının azaltılması modelin öncelikleri arasındadır. Bu da olacak. Bu kapsamda güçlü ihracat artışı ve iyileşen cari denge enflasyonun görünümüne olumlu yansıyacaktır. İhracatta ciddi bir artış var, sürekli artıyor. Bu noktada cari artış mutluluk sebebimiz. Türkiye küresel üretim üssü ve tedarik merkezi olma potansiyeline fazlasıyla sahip bir ülke. Türkiye’ye özgü üretime dayalı ihracat öncelikli modelle makro finansal tedbirler ve teşvik politikası yatırımıyla, üretimi, istihdamı ve katma değerli ihracatı artırmayı ve bu potansiyeli gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Orta ve uzun vadede bu modelin başarı sağlayabilmesi açısından makroekonomik istikrar büyük önem taşıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede önümüzdeki dönemde serbest piyasa ekonomisi ve finansal serbestliğe tam bağlılıktan kesinlikle vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak, “Ekonomi politikaları daha şeffaf ve öngörülebilir olacak. Dengeli ve sürdürülebilir bir maliye politikası uygulanacak. Piyasalardaki oynaklığın azaltılmasına yönelik gereken makro ihtiyati tedbirler alınacak. Piyasa beklentileri iyileştirilerek, reel sektörün önünü daha iyi görmesi sağlanacak. Başta kamu bankaları olmak üzere reel sektöre her türlü proje bazlı desteği veremeye hazırız. Ancak proje bazlı ve bu konuda sapma olmayacak. Ayrıca katma değerli üretimin artması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması, beşeri sermayenin güçlendirilmesi kapsamında politikalarımıza devam edeceğiz. Böylece verimlilik ve ihracat odaklı bir büyüme sürecinin tesis edilmesini sağlayacağız. Finansal istikrar, makroekonomik istikrarın önemli bir bileşenidir. Ayrıca gıda fiyatlarını dengelemeye yönelik orta vadeli çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Tarımsal üretime yönelik olarak riskleri önceden tahmin edip yönetebilmek için erken uyarı sistemini hayata geçirdik. Gıda bankacılığının geliştirilmesine yönelik adımları atıyoruz. Tarım konusunda bugüne kadar görülmüşün çok daha fevkinde sözleşmeli tarım mekanizmasının yaygınlaştırılmasına yönelik adımlar da atılıyor. Hedef artık tarımda, hayvancılıkta görülmemiş bir adım atmak. Artık tarım ve hayvancılık olayının ne denli önemli olduğunu halkımız görecek. Çiftçimiz de bunun mutluluğunu yaşayacak. Zaten onlara verdiğimiz kredi ve hibelerle kendilerine belli bir mutluluğu da getiriyoruz. Bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE SON DÖNEMDEKİ GÜÇLÜ EKONOMİK PERFORMANSIYLA DİĞER BİRÇOK ÜLKENİN TAKDİRİNİ TOPLAYAN BİR ÜLKE OLARAK ÖNE ÇIKIYOR”

Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugüne kadar yaptığı açılışlardan bazı kesitlerin gösterildiği video da yer aldı.

“Gelişmekte olan ülkeler için de Türkiye’nin bu yeni ekonomi modeli aslında bir model olabilir mi?” şeklindeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne demek. Türkiye ekonomi modeli diyoruz, boşuna demiyoruz. Bize has, ülkemiz koşullarına uygun bir model. Başkanlık sisteminde ben ne demiştim ‘Amerika falan değil, Türkiye’ demiştim. Niye biz kendimize güvenmiyoruz? Niye biz kendimize inanmıyoruz? Bu millet, şair diyor ya ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz / Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz’ Biz böyle bir milletiz. Niye böyle küçülüyoruz?” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben basit bir şey söyleyeceğim. Mesela bakın şimdi, bak bu yeni yaptığımız köprülerden bir tanesi, herhalde Nissibi Köprüsü, Şanlıurfa-Adıyaman’ı birbirine bağlıyor. Şimdi şuralardan artık geçen tırlara bakacaksınız. Osmangazi Köprüsü’nden geçen tırlara bakacaksınız. Şimdi nasip olursa bir, iki ay içerisinde Çanakkale, 18 Mart’ı açıyoruz. Buyurun, şu ihtişama bak. Şimdi tabii böyle değil. Şimdi o tabliyelerin son vidalarını ben gittim sıktık ve şimdi son kulelerin birleştirme kaynakları yapıldı ve bir, iki ay içerisinde de oranın açılışını yapacağız. Dünyada bu kulelerin yüksekliğiyle bir numara. Bu adımı tabii böyle atarken burada Kore-Türk iş birliği ile yapıldı. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; Allah aşkına şu bütün köprülerden, Kuzey Marmara Otoyolu’ndan, Marmaray’dan öbür tarafta Avrasya Tüneli’nden bütün buralardan geçen otomobillere bakın, tırlara bakın, şöyle bir izleyin. Bu kadar tır buralardan gelip geçtiğine göre bunlar bir şeyler taşıyorlar. Böyle bir şey eğer garip gureba, fakir fukara bir ülke olsa bunlar olur mu? Ama bak şimdi bunlar var. Yoğun bir şekilde tırlar gidiyor geliyor. Hamdolsun, ülkemiz son dönemdeki güçlü ekonomik performansıyla diğer birçok ülkenin takdirini toplayan, örnek olarak algılanan bir ülke olarak öne çıkıyor.”

“ÜRETİM, İHRACAT VE İSTİHDAMI ARTIRACAĞIZ”

Yatırımcılar açısından öngörülebilirliğin sağlanması için finansal piyasalarda güven ve istikrarın tesisinin özellikle bu modelin temel önceliklerinden biri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz lojistik dediğimiz zaman geçmeyelim. Bir ülkenin lojistiği o ülkenin diğer ülkelerle olan yarışmasında onun önceliğidir. Eğer lojistikte bir ülke öne çıkmışsa onu tutana aşk olsun. Şu anda bizim lojistik muhteşem ve her geçen gün daha da ileriye gidiyor. Serbest piyasa ekonomisinin kurallarından taviz vermeden büyümede, enflasyonda, faizde ve döviz kurunda makroekonomik gerçeklerle uyumlu, istikrarlı bir ortamın tesisini sağlıyoruz, sağlayacağız. Bunu yaparken yüksek katma değerli üretimi teşvik ederek, üretim, ihracat ve istihdamı da artıracağız. İhracatı önceliklendirmek, cari açık sorununu kalıcı olarak çözmek, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunu olan orta gelir tuzağını aşmak en önemli önceliklerimizdendir. Ayrıca şu pandemi döneminde ülkemiz açısından ortaya çıkan yeni fırsatları da değerlendirerek küresel değer zincirinde üst sıralara çıkmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede cari açığımızın azalmasına katkıda bulunacak ileri teknoloji ve toplam faktör verimliliği yüksek sektörlere uzun vadeli kredi ve kefalet imkânı gibi araçlarla uygun şartlarda finansman da sağlayacağız. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin üretim ve ihracattaki payını artırmak için teşvik ve desteklerimizi daha da güçlendireceğiz. İhracatçılarımıza doğrudan Merkez Bankası tarafından ileri vadeli kur verilmesi suretiyle ihracatçılarımızın döviz kurundaki belirsizliğe karşı korunmasını da sağlayacağız. Bütün bunlarla kimin yanında olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Amacımız, cari açığı yüksek üretim ve ihracat artışıyla düşürmektir hatta cari fazlaya geçmektir. Böylelikle daha sürdürülebilir bir büyüme patikasını yakalamak ve toplumsal refahımızı artırmayı hedefliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Şanlıurfa ziyaretindeki konuşmalarını anımsatarak şöyle devam etti: “Bay Kemal bu işlerden anlamıyor. Bakın bu ara Şanlıurfa’ya gitti. Şanlıurfa’da istediği kalabalığı karşısında göremeyince orada ileri geri savruldu. Diyor ki ‘Buranın belediyesini bize verin, biz size, Şanlıurfa’nın çiftçisine elektriği bedava vereceğiz’ Bay Kemal, bir defa elektriğin üretimi kime ait? Belediyelere mi ait? Bak ben İstanbul gibi şehrin belediye başkanlığını yaptım. Ya sen bir defa elektriği kimin ürettiğini bile bilmiyorsun. Elektrik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bir üretimidir ve sen zaten gelemezsin de böyle bir imkânı yakalasan dahi elektriği bedava verme hakkına sahip değilsin. Birine bedava, diğerine parayla mı vereceksin? Ondan sonra Adana’ya gittin, Adana’da bu sefer herkes dedi ki ‘Burada belediye size ait, hadi bize elektriği bedava verin’ Çiftçiler şimdi bağırıyor tabii. Hadi ver, elini, kolunu bağlayan yok. Madem böyle bir imkânın var Adana Belediyesi sizde. Hadi ücretsiz olarak, Adana, çiftçisi bol olan bir şehrimiz, ver. Sesi solu çıkmıyor. Ya yalan söyleme, hep zaten ata ata geldiniz buraya kadar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sonra bu atmalar da tutmayacak. Şimdi Aydın’a gideceksin. Orada neyi vadedeceksin? Oranın da çiftçisi var. Hadi onlara da söyle. Antalya, Hatay oralara da söyle. Bugüne kadar hep böyle yalanla, dolanla geldin. Ankara Belediyesi de sizde, hadi burada da bedava verebiliyorsan bedava ver. Şimdi İstanbul, Ankara’da suyu bedava vermekten bahsediyorlardı seçim öncesi. Tabii meclisleri alamadıkları için meclislerde hadi gene diyorlar kıl payı bir şey verelim de yani suyu daha ucuza verme imkânları olsun. Tabii onu da veremiyor. Hayatı yalan, akşam yalan, sabah yalan. Olmaz böyle. Siyaset yalanı bu kadar kaldırmaz. İşte şimdi kalkıyor daha gelmeden ‘Cumhurbaşkanı olarak tavsiyem şudur’ filan, bugün de onu söylemeye başladı. Daha siz cumhurbaşkanınızı belirleyemediniz. Hadi kimdir zillet ittifakının cumhurbaşkanı, şunu bir açıklayın da bilelim. Bunu da bilmiyorsun. Adı sanı belli olmayan bir cumhurbaşkanına tavsiyede bulunuyor. Böyle de bir durum herhalde artık sizde köşelerden bunları yazarsınız” diye ekledi.

“İŞSİZLİKTE TEK HANELİ RAKAMLARA İNECEĞİZ”

“İşsizliğin nereye kadar düşebileceğini hedefliyorsunuz?” şeklindeki soruya karşılık da Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefin mevcut rakamı daha aşağılara çekmek olduğunu belirterek, “Ama burada tabii daha aşağılara çekmek diyebilirsin ama oran olarak şu kadardır veya şuraya kadar diye bir rakam vermek o tabii inandırıcı olmaz. Çünkü ben Bay Kemal değilim. Ona kalırsa o sıfırlar. Bizde böyle bir şey yok, biz tam aksine mümkün olduğunca işsizliği daha da aşağılara indireceğiz. Tabii bunları da mevsimsel işsizlikten arındırarak indireceğiz. Şimdi mesela bu mevsimde, mevsimseli konuşursak yine yalancı oluruz. Çünkü bu mevsimde özellikle hizmet sektöründe malum sıkıntı var. Ama hizmet sektörü devreye girdiği andan itibaren ki otellerimiz de fena gitmiyor, o zaman ne olacaktır işsizlikte de düşüş daha da inşallah başlayacaktır. Tek haneli rakamlara işsizlikte ineceğiz, hedef odur. Onun için de tabii turizm sektörü büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

Bütün sıkıntılara rağmen turizmde de ciddi bir sıçrama yapıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yani son bana verilen rakamlar 24-25 milyon gibiydi ve tabii parasal olarak yanılmıyorsam 26 milyar filan gibi de oradan bir gelirimiz turizmden oldu. Ama biz turizmde de tabii 35 milyonu biliyorsunuz yakalamıştık turist olarak. Bu konuda bu yıl bizi bu sektörde Rusya yalnız bırakmadı. Rusya gerekli destekleri bize verdi. Aynı durum tabii Avrupa’dan da olmuş olsaydı belki 30’un üzerine de çıkabilirdik son dönemlerde İngiltere açtı kapıları, oradan da gelmeye başladı ama turizm olayı tabii bizim için ciddi manada hakikaten bir âdeta bacasız sektör. İstanbul iyi bir sıçrama yaptı turizmde. Antalya çok çok iyiydi ve inanıyorum ki 2022’de çok daha iyi bir konuma burada da geleceğiz ve işsizlikte de hedefleri yavaş yavaş inşallah yakalayacağız.”

“2023 ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK HAYIRLI OLACAK”

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun TBMM Genel Kurulundaki el hareketi ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in partisinin grup toplantısında kullandığı kelimelerin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şöyle bir gerçek var ki bu tabii siyasi ahlaktan uzak bir yapı ve siyasi ahlaktan uzak bir yapının temsilcileri de ortada, Bay Kemal, Meral Hanım ve onun yanındakiler. HDP’yi zaten söylemeye gerek yok. Onlar siyasi terörist. Bütün bunlar açık, net ortada. Bu millet bunları daha fazla kaldıramaz. Kaldıramayacağına göre de inşallah 2023 seçimlerinde gereken dersi vermek suretiyle bunları geldikleri yere göndereceklerdir. Milletin kendilerine teveccüh göstermediğini görünce bunların sinirleri bozuluyor, öfkeden çılgına dönüyorlar. Millete karşı kibirleri o kadar büyük ki bunlar siyasette etik, ahlak ve seviye bırakmadılar maalesef. Arkadaşlarıma hep söylüyorum. ‘Aman bunlara, bunların terbiyesizliklerine uyumayın, siz yaptığımız hizmetleri anlatın, milletin derdini dinleyin, çözümler üretin’ Tek kelimeyle, en net ifadeyle edepsizlik olarak değerlendiriyorum. Yani bir genel başkana bu el hareketi yakışır mı?” ifadelerini kullandı.

Milletin Meclisinin kutlu bir çatı olduğunu, orada edeple davranılması gerektiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben Bay Kemal’in bu ruh hâlini de sağlıklı bulmuyorum. İfadeleri, davranışları sertleşmekten öte şirazesini, dengesini kaybetti. Ne demiş ‘Elime değil, sözlerime baksınlar’ Hadi senin sözlerine baktık, ya şehit yakınına küfür eden kendini bilmezi ne yapacağız? O da senin ortağın. Bu edepsizliklerin, saygısızlıkların affedilir, görmezden gelinir bir yanı yok. Şehit yakınına küfür eden hadsizin de takipçisi olacağız, hesabını soracağız, bu kendini bilmeze milletvekilliğinin sonlandırılması dâhil en ağır bedeli de ödeteceğiz. Millete hareket çekenin, şehit yakınına sövenin ve bunları görmezden gelerek siyaset yapanın Gazi Mecliste yeri olamaz. Bunların milletin hayrına bir işleri olmaz. Tabii bunlar hep eski alışkanlıklardan bir türlü vazgeçmek istemiyorlar. Bunun için de 2023 inşallah ülkemiz için çok çok hayırlı olacak ve bunlardan en azından kurtulacak. Zaten Kocaeli’deki davaları devam ediyor. Devletin arazilerine çökmeleri, oralarda yaptıkları, kendilerine ait maalesef korsancılık, bunlar yenilir yutulur şeyler değil. Millet bunun hesabını soracaktır.”

“AŞIMIZ ŞİMDİYE KADAR YAPILAN ÇALIŞMALARDA KORUYUCU ETKİSİNİ İSPAT ETTİ”

“Yerli aşı konusunda vatandaşlara çağrınız ne olur? Dünyadan bize yerli aşı ile ilgili talep var mı?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süreden beri Türkiye’de aşı üretimi için zihinsel çalışmaları yürüttüklerini, bu bilgi birikimini uygulamaya sokma adına salgının hızlandırıcı faktör olduğunu söyledi.

Bu konudaki bilgi birikimini araştırma laboratuvarlarından çıkarıp fabrikada üretim hattına soktuklarını, hedefi de kovid aşısı şeklinde daraltınca, Türkiye’nin hızlı bir şekilde kovid aşısı üretebilen dokuz ülkeden biri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “TURKOVAC aşımız, laboratuvar çalışmalarında oldukça iyi sonuçlar almıştı. Ancak insanlar üzerinde yaygın bir şekilde kullanılacak ilacın, aşının, tıbbi malzemenin, sağlıkla ilgili tüm ürünlerin sıkı üretim ve kullanıma sokulma şartları var. Biz bu şartların hepsini yerine getirdik. Aşımızın hem etkinliğini hem de güvenilirliğini test ettik, emin olduktan sonra insanlığın kullanımına sunduk. Sadece vatandaşlarımız için demiyorum, aşımız tüm insanların kullanımı için üretiliyor. Şimdiye kadar ülkemizde iki ithal aşı mevcuttu. Bu iki aşının da güvenilirliği ve etkisi konusunda hiçbir endişe veya şüpheye gerek yok. Ancak yine de ithal ürün olması nedeniyle yerli aşımızı bekleyen bir grup vatandaşımızın olduğunu biliyor, görüyoruz. Bu vatandaşlarımız her ne kadar yersiz de olsa, bu endişelerinden sıyrılıp, gönül rahatlığı ile aşılarını olmalıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşımız şimdiye kadar yapılan çalışmalarda koruyucu etkisini ispat etti. Bundan sonra daha fazla insanda bu etkisini perçinleyeceğine eminiz. TURKOVAC aşımız öncelikle vatandaşlarımızın kullanımına sunulacak, daha sonra aşılarımızı başta aşı temin etmekte zorlanan ülkelere göndereceğiz. Talepler gelmeye başladı. Geçen hafta Afrika ülkeleriyle yaptığımız toplantıda ülkelerin liderlerinden bu konuda yoğun talep aldık. Bu taleplerin hepsini karşılamak istiyoruz. Biz biliyoruz ki dünyanın kahir ekseriyeti aşılanmadıkça bu salgının süresi uzamaktadır” açıklamasında bulundu.

Gelişmiş ülkelerin ellerini bu konuda sıkı tuttuğunu, bundan asıl zarar görenlerin hassas ekonomiler ve vatandaşları olduğunun farkında değillermiş gibi davrandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu ülkelerin çoğundan madden zengin olmayabiliriz ama manen zengin Türk milleti, aşıya aç bu insanların talebine duyarsız kalmadı, kalmayacaktır” şeklinde konuştu.

TURKOVAC’ın, salgın döneminde yapılan çalışmaları âdeta taçlandıran bir gelişme olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak 50 yıl sonra hücreden başlayarak tamamen yerli ve millî imkânlarla geliştirilen aşımızın her safhasında kendi bilim insanlarımız, araştırmacılarımız yer aldı. Bu konuda kullanım onayının alınmasıyla birlikte, Sinovac ve Biontech’in ardından yerli aşımız TURKOVAC’ı da vatandaşlarımıza sunacağız hatta insanlığın hizmetine, onların da şifa bulması için değerlendireceğiz. Bu arada dünyanın en büyük kapasiteli aşı araştırma, geliştirme ve üretim merkezi olarak Hıfzıssıhha Projesi’ni de Ankara’da hayata geçiriyoruz. Yakında ihalesini yapacağız. Esenboğa Havalimanına yakın bir bölgede, 50 bin metrekare kapalı alana sahip Hıfzıssıhha Projesi’nin ihale süreci önümüzdeki hafta tamamlanacak” dedi.

“KADIN VE ERKEK ARASINDA ORTAK BİR DENGE GÖZETECEK USUL GELİŞTİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Süresiz nafaka konusunun Meclis Genel Kuruluna önümüzdeki yıl gelmesi beklenebilir mi?” sorusu üzerine, şu cevabı verdi: “Temennimiz odur ki bu yıl içinde bu problemi çözelim ama bu konudaki gerek Adalet Bakanlığımız gerek Aile Bakanlığımız bir çalışma yürütüyor. Kadınların mevcut haklarından geriye gidiş anlamına gelebilecek bir çalışma asla söz konusu değildir. Böyle bir anlayışa sahip değiliz ancak tüm tarafları koruyacak, çocuğu da gözetecek, kadın ve erkek arasında ortak bir denge gözetecek usul geliştireceğiz. Vatandaşımızın ihtiyaç ve beklentilerinin farkındayız. Herkesin içine sinecek bir sonuca varıncaya kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İlgili bakanlıklarımız titiz bir istişare ve fikir teatisini yürütüyor. Önümüzdeki yıl içinde nafakayı da içine alacak şekilde, boşanma hukukuna bağlı konuları, yeni mağduriyetlere yol açmayacak şekilde tümüyle ele alacağız. Süreci bu şekilde işletmeyi planlıyoruz.”

“KURDUĞUMUZ ALTYAPILARLA UZAYDAKİ VARLIĞIMIZ GÜÇLENECEK”

Türkiye’nin sekizinci uydusu Türksat 5B’nin uzaya gönderilmesinin ardından, Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk ile yaptığı görüşmede yeni projelerin gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydu ve uzay teknolojilerinin spesifik ve nitelikli uzmanlık ile altyapı gerektiren teknolojiler olduğunu ifade etti.

Türkiye’de uydu ve uzay ekosisteminin nitelikli insan kaynağı ve altyapısı kurulmasına ilişkin son yıllarda önemli adımlar attıklarını, Türksat’ın bu adımların lokomotifi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2008 yılında devreye alınan üçüncü nesil Türksat 3A uydusu projesinden itibaren dördüncü ve beşinci nesil uydu projelerinde nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesine yönelik eğitim ve teknoloji transferi programlarının uygulandığını aktardı.

Bu programlarda yetişen teknik uzman kadroların Türkiye’nin uydu ve uzay ekosisteminin oluşmasında, yeni insan kaynağının yetiştirilmesinde ve Türksat 6A gibi tamamen yerli imkanlarla yapımı devam etmekte olan uydu projelerinde büyük rol oynadıklarını ve hâlen de oynamaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydu sistemlerinin üretim, entegrasyon ve test altyapılarına ilişkin de önemli yatırımların yapıldığını, Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türksat iş birliğiyle inşa edilen, 2015 yılında hizmete alınan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezinde hem Türksat 6A hem de IMC uydularının test ve üretim süreçlerinin yetişmiş insan kaynağı tarafından yürütüldüğünü söyledi.

19 Aralık’ta uzaya gönderilen Türksat 5B uydusu ile geçmişte atılan adımların meyvesini aldıklarını, Tesla ve SpaceX’in kurucusu Musk ile bu görüşmeleri yaptıklarında mutluluğunu paylaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türksat’ın 5B bünyesinde iki adet haberleşme ekipmanının, Türksat ve ASELSAN mühendislerinin iş birliğiyle tasarlandığını, üretildiğini ve uzay şartlarında test edildiğini, ilk defa ticari bir uyduda yüzde yüz yerli bir donanımın kullanılmış olduğunu aktardı.

Türkiye’nin uzaydaki hakları denince 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı rahmetle yâd etmek gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde ortaya konan vizyon ile uzayda 31, 42 ve 50 derece doğu yörüngelerinde frekans hakları elde etmenin ilk adımlarının atıldığını, bugün bu yörüngelerin Türksat’ın üçüncü, dördüncü ve beşinci nesil uyduları ile etkin bir biçimde korunduğunu ifade etti.

Yüzde yüz yerli sistem mühendisliği ve yerli imkânlarla üretimi devam eden Türksat 6A uydusunun da 2023’te SpaceX şirketine ait Falcon 9 roketiyle uzaya gönderileceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz atılımlarla, yetiştirdiğimiz nitelikli insan kaynağıyla ve kurduğumuz altyapılarla uzaydaki varlığımız güçlenecek. Bu alandaki dışa bağımlılık azalacak ve hatta bu konuda ihracat yapabilecek konuma da geleceğiz” dedi.

AFRİKA İLE İLİŞKİLER

“Afrika ile ilişkiler konusunda Türkiye’yi nasıl bir gelecek bekliyor” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’nin 12 Afrika ülkesinde büyükelçiliği bulunurken, şu anda 49 Afrika ülkesinde büyükelçiliği bulunduğunu söyledi.

Bu Afrika ülkelerinin Türkiye ile şu anda ciddi bir rekabet içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onların da yine Türkiye’de şu anda 39 büyükelçiliği var. Bunları aynı şekilde devam ettiriyoruz. Tabii hedefimiz daha ileri gitmek. Sayıları daha da çoğaltmak ve Türkiye olarak Afrika’da hemen hemen bütün ülkelere büyükelçilik açmak suretiyle Afrika’nın her yerinde olmak istiyoruz. Yer altı, yer üstü bütün zenginliklerinde de yine Afrika ile kazan-kazan esasına dayalı olarak yürüyelim istiyoruz. Çünkü emperyal güçler yıllarca Afrika’yı sömürdüler. Ama Türkiye kazan-kazan esasına dayalı olarak, ‘Siz de kazanın, biz de kazanalım, beraber kazanalım’ demek suretiyle oralardayız ve doğrusu Afrika ülkelerinin de bize bu noktada güveni var. ‘Beraber yapalım’ diyorlar. Bu noktaya gelmiş vaziyetteler” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıla dair dilek ve temennilerinin sorulması üzerine, “2022, Allah’ın izniyle 2021’den daha iyi olacak. 2022’de çok daha güçlü olacağız ve çok farklı sıçramaları 2022’de inşallah yaşayacağız” dedi.

Yılbaşını nasıl geçireceğinin sorulmasına karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Torunlardan ayrı kalmak kolay bir iş değil. Onların verdiği enerji hiçbir şey ile mukayese edilmez. Onlar ayrı bir enerji depoluyorlar bize. Onun için gerek eşimle gerek çocuklarla işin istişaresini yapıp, onlar neyi arzu ediyorlarsa ben de ona uyarım” cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Gaziantep’te açılış törenleri yapacaklarını, Gazianteplilerle bir araya geleceklerini, açılış törenleriyle birlikte onların mutluluklarını paylaşacaklarını belirterek, “Milletimiz umutlarını kaybetmesin ve bize, AK Parti kadrolarına güvenmeye devam etsinler. Bu yıl ülkemiz için her biri ayrı değer olan ismi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık, bütün hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Büyük şair, fikir ve dava adamı Sezai Karakoç’u, ülkemizin felsefe, bilim hayatına büyük katkılar yapmış bilim insanı Prof. Dr. Teoman Duralı hocamızı, sevgili dünürüm müteşebbis Özdemir Bayraktar ağabeyi, siyasetimizin duayenlerinden Oğuzhan Asiltürk ağabeyi, son olarak da dün kaybettiğimiz musikimizin duayenlerinden Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca beyefendiyi hayırla yâd ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

Dünya

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.

Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.

“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”

Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”

“KALICI BARIŞA GİDEN YOLUN ÖNÜNÜN AÇILMASI İÇİN YOĞUN GAYRET SARF EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.

Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”

“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”

Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.

“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”

2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.

ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”

Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.

“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.

Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.

“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”

Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.

Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.

“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”

Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”

“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.

“BU BAŞARILAR YALNIZCA BİRER BAŞLANGIÇ NOKTASIDIR”

2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.

Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”

“İHRACAT DESTEKLERİNE TAHSİS ETTİĞİMİZ BÜTÇEYİ 2025 YILINDA 33 MİLYAR LİRAYA ÇIKARTIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.

İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.

“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”

Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’de bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:

“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”

Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.

Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.

Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.

“KARARLILIKLA UYGULADIĞIMIZ EKONOMİ PROGRAMIMIZIN MEYVELERİNİ TOPLAMAYA BAŞLADIK”

Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.

Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.

Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.

“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”

Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.

Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.

Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.

“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”

Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.

Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.

“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”

Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.

Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.

“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”

Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.

Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI, KARDEŞLİĞİN YÜZYILI YAPMAKTA KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.

Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.

Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge