Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Genç İstihdamı Sosyal Etki Tahvili Uygulaması: İstanbul Kodluyor Projesi”nin gençlerin istihdamını sağlama yolunda yenilikçi ve özgün bir uygulama olacağını belirterek, 1 milyon 250 bin dolar bütçeli proje ile 550 gencin bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe istihdam edilmesini hedeflediklerini bildirdi.
Kacır, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Sosyal Etki Tahvili Lansman Toplantısı’ndaki konuşmasında, “İstanbul Kodluyor Projesi”nin önemine işaret etti.
Bakan Kacır, 20 yıl önce Boğaziçi kampüsüne adımını attığında hocalarından en sık duyduğu söylemlerden birinin “Biz burada size doğrudan bilgiyi öğretmiyoruz, öğrenmeyi öğretiyoruz.” olduğunu aktardı.
ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ OLARAK GÖRÜYORUZ
Bu yaklaşımın önemli bir nedeninin ise bilginin, problem çözümünde ihtiyaç duyulan yaklaşımın ve kullanılacak araçların o günün şartlarında bile sürekli değişkenlik göstermesi olduğuna dikkati çeken Kacır, dördüncü sanayi devrimi ile birlikte artan dijitalleşmenin bu yaklaşımın haklılığını ortaya koyduğunu anlattı.
Kacır, dijitalleşen dünyada artık iş yapış biçimlerinin hızla değiştiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki yıllarda mevcut mesleklerin birçoğu yok olacağı gibi yeni meslekler de hayatımıza girecek. Bu değişim, handikaplarla birlikte fırsatları da beraberinde getirecek. Biz bu dönüşümü ‘Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmemiz, milli teknoloji hamlesi hedeflerine ulaşmamız için önemli bir fırsat penceresi olarak görüyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde hayata geçirdiğimiz adımlar ile birlikte ülkemizi teknoloji çağında rekabetçi kılan büyük bir ‘Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi’ inşa ettik. Bunun meyvelerini de almaya başladık. Milli teknoloji hamlemizin en somut ögeleri olan İHA’larımız, SİHA’larımız, yerli ve milli otomobilimiz Togg’umuz bu altyapının somut eserleri. Önümüzdeki süreçte, ‘Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken de paradigma değişimlerine odaklanarak, kamu, özel sektör ve üniversitelerimiz arasındaki iş birliğini güçlü tutarak, uzun vadeli ve sistematik bir yaklaşımla, Togg benzeri birçok girişimi hayata geçireceğiz. Bu hedefe ulaşmamız ise ancak ve ancak beşeri sermayemizi harekete geçirmemiz ile mümkün.”
YÜRÜTÜLEN ULUSLARARASI PROJELERİN TOPLAM DEĞERİ 23 MİLYON AVROYA ULAŞTI
Bakan Kacır, Türkiye’nin, nüfusunun ortanca yaşı 33 olan bir ülke olarak büyük bir avantaja sahip olduğunu dile getirerek, bugün hem dünyada hem Türkiye’de adından söz ettiren teknoloji girişimlerine, vizyon projelere bakıldığında hepsinin altında gençlerin imzasının olduğunu söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, bu bilinçle, gençlerin bilim, teknoloji ve girişimcilik alanındaki heyecanına ve motivasyonuna ortak olduklarını aktaran Kacır, şöyle devam etti:
“Onların geleceğin becerileri ile donatılması ve akabinde becerilerine uygun işlerde istihdam edilmesi için politikalar geliştiriyoruz. Bu politikalar kapsamında tüm paydaşlarımızla birlikte yeni bir programı bugün burada hayata geçiriyoruz. 2022 ve 2023’te, bölgesel kalkınmanın öncüsü olan kalkınma ajanslarımızın odak alanı olarak ‘Genç İstihdamı’ temasını belirledik. Bu tema kapsamında, genç istihdamının artırılması, genç girişimciliğinin sağlanması, gençlerin geleceğin işlerinin gerektirdiği beceriler ile donatılması, gençlerin becerilerine uygun işlerde istihdam edilmesi, üretim süreçlerine aktif katılımının sağlanması yönünde çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
GENÇ İSTİHDAMI KAPSAMINDA 2,5 MİLYAR TL DESTEK
Ajanslarımız tarafından ‘Genç İstihdamı’ teması kapsamında yaklaşık 2,5 milyar TL tutarında destek sağladık. Yürütülen uluslararası projelerin toplam değeri 23 milyon avroya ulaştı. Gerçekleştirdiğimiz projeler ile birlikte toplam 9 bin 234 gencimizin istihdamına katkı sunduk. Projelerimiz tamamlandığında ise 71 bin 209 gencimizi istihdama kazandırmış olacağız. Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) ile gençlerimizin yetenek gelişimlerini destekliyor ve girişimcilik düzeylerini geliştiriyoruz. Böylece gençlerimizin istihdam imkanlarını artırıyoruz.”
Sadece SOGEP kapsamında 2019-2022 döneminde, genç istihdamına yönelik 318 projeye 1,3 milyar TL’lik destek sağladıklarını, özellikle genç işsizliğin yüksek ve kadın istihdamının düşük olduğu illere yönelik olarak “Çalışan ve Üreten Gençler Programı”nı 2021’de hayata geçirdiklerini vurgulayan Kacır, program kapsamında 110 projeye 1,3 milyar TL destek sağladıklarını bildirdi.
Kacır, “Program tamamlandığında 55 bin gencimize istihdam olanağı sunmuş olacağız. Projeler geliştirirken özellikle yazılım sektöründe genç istihdamına ayrı bir önem veriyoruz.” diye konuştu.
NİTELİKLİ YAZILIMCI SAYIMIZI ARTIRACAK PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ
Mehmet Fatih Kacır, gençleri, yazılım yetkinliklerini artırmak adına çeşitli enstrümanlarla desteklediklerini ifade ederek, yazılımın, kritik öncelikte olan 5G, yapay zeka, mobilite, endüstriyel robotlar, finansal teknolojiler gibi alanlar başta olmak üzere dijital dönüşümü sağlayacak tüm teknolojilerin temelini oluşturduğunu kaydetti.
“Dijital çağı yakalamamız, teknoloji odaklı kalkınmayı gerçekleştirmemiz, yazılım alanında da dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yerimizi almamız ve yazılım sektörümüzün ihtiyaç duyacağı yetkin insan kaynağını oluşturmamız ile mümkün.” diyen Kacır, kalkınma ajanslarının desteğiyle İstanbul ve Kocaeli’de, kendi kendine öğrenme esaslı, yeni nesil yazılım eğitimi veren Ecole 42 okullarını kurduklarını dile getirdi.
ROBOTİK KODLAMA VE PROGRAMLAMA EĞİTİMLERİ
Bakan Kacır, gençler için yapılan çalışmalar ve hayata geçirilen projeler hakkında bilgi vererek, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye Açık Kaynak Platformu ile ihraç edilebilir açık kaynak yazılım ürünleri geliştirirken, nitelikli yazılımcı sayımızı artıracak projeleri hayata geçiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve paydaşlarımızla birlikte 2021’den bu yana ‘Oyun ve Uygulama Akademisi’ programını yürütüyoruz. Akademide her yıl, 18-29 yaş arası üniversite öğrencisi veya mezunu 2 bin gencimizin dijital becerilerini geliştiriyor ve istihdam edilmelerine katkı sağlıyoruz. TÜBİTAK desteği ile kurulan bilim merkezlerimizde, gençlerimizin dijital yetkinliklerinin artırılması amacıyla robotik kodlama ve programlama eğitimleri veriyoruz. Gençlerimizin yazılım dünyasıyla beraber teknoloji yolculuğuna katkılarımız bunlarla sınırlı değil elbette. Milli teknoloji hamlesi kapsamında ‘Deneyap Türkiye’ ile gençlerimizi buluşturuyoruz.
TEKNOFEST KUŞAĞININ KATETTİĞİ AŞAMA
Her yıl büyük bir coşkuyla düzenlediğimiz dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST ile ülkemizin en kabiliyetli gençleri ve yazılımcıları hayallerini gerçekleştirme fırsatı buluyor. TEKNOFEST ile bir yandan yazılım sevdalısı gençlerimize yönelik atölye, seminer ve eğitim imkanı sunarken diğer yandan genç yazılımcıları ve girişimcileri iş dünyamızın temsilcileri ile bir araya getiriyoruz. Ülkemizin teknolojiye en fazla yatırım yapan yenilikçi firmaları, bu genç yazılımcı ve girişimcilere iş teklifi yapmak için artık TEKNOFEST’e geliyor. İşte Ar-Ge ve yenilik ekosistemimizin geldiği seviye. İşte TEKNOFEST kuşağının katettiği aşama.”
Bakan Kacır, bu çerçevede herkese 30 Ağustos-3 Eylül’de Ankara’da, 27 Eylül-1 Ekim’de İzmir’de gerçekleştirilecek TEKNOFEST’e katılım çağrısında bulundu.
TÜRKİYE’DE ANA AKIM YATIRIM TERCİHLERİNDEN BİRİ HALİNE GETİRECEĞİZ
Kacır, dijital dönüşümün oldukça hızlı olduğu çağımız dünyasında, artık pozitif etki oluşturmayı hedefleyen yatırımcılara ve girişimcilere ihtiyaç olduğunu belirterek, bu noktada etki yatırımcılığının, finansal getiri üretirken bir yandan da toplumsal katma değer oluşturan sonuç odaklı bir finansman modeli olduğunu aktardı.
Hızla gelişim gösteren bu yatırım modeliyle birlikte küresel etki yatırım şirketlerinin 2,3 trilyon dolar seviyesine ulaştığının öngörüldüğünü bildiren Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Etki yatırımını Türkiye’de ana akım yatırım tercihlerinden biri haline getireceğiz. İşte bugün, bu alanda önemli bir projenin tanıtımı için bir aradayız. Türkiye’de bir ilk olarak bugün lansmanını yaptığımız ‘Genç İstihdamı Sosyal Etki Tahvili Uygulaması: İstanbul Kodluyor Projesi’, gençlerimizin istihdamını sağlama yolunda yenilikçi ve özgün bir uygulama olacak. Bu proje, performansa dayalı ödeme yöntemi ile yenilikçi bir yaklaşım sunacak. Sosyal etki tahvili yatırım aracı ile etki yatırımcısı projemize ön finansman sağlayacak.
Ortaya koyduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirmeleri durumunda kendilerine İSTKA tarafından ödeme yapılacak. Proje kapsamındaki hedef grup, son 1 yılda işsiz olan 18-35 yaş grubundaki gençlerimiz. 1 milyon 250 bin dolar bütçeli bu proje ile 550 gencimizin bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe istihdam edilmesini hedefliyoruz. İstanbul’da pilot uygulama olarak başladığımız ilk sosyal etki tahvili uygulaması, gelecek dönemde yürüteceğimiz çalışmalara da örnek olacak. Bizler de bu doğrultuda, yakaladığımız başarı seviyesine göre farklı bölgelerde ve farklı sektörlerde etki yatırımcılığı uygulamalarını yaygınlaştırmayı planlıyoruz.”
Kacır, konuşmasında projenin tanıtımına ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi’nin de 160’ıncı yaşını kutlayarak, “İnanıyorum ki Türkiye’nin öncü ve köklü bilim ve eğitim müesseselerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin, bundan böyle de ülkemizin her alanda yaptığı atılımlarda katkısı ve imzası olacak. Bu vizyonumuzu paylaşan birçok kıymetli bilim insanının, özellikle son dönemde tersine beyin göçü ile Boğaziçi Üniversitesi’ne gelmesinden, araştırmalarına burada devam edecek olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Öğrencileri ve araştırmacılarıyla Türkiye’nin parlak beyinlerine ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi’nde kurulacak yeni teknokentlerin, burada bir müjdeyi de vermiş oluyorum, Türk sanayisi ile bilim ve teknoloji dünyası arasında köprü olacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Üniversitenin, yetiştirdiği değerler ile Türkiye’nin tarihine adını yazdırmış bir üniversite olduğunu dile getiren Kacır, “İnşallah Türkiye Yüzyılı’na da milli teknoloji hamlesine de imzasını atacak.” dedi.
Bakan Kacır, konuşmasının ardından proje paydaşları ile birlikte aile fotoğrafı çektirdi.
Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:
” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”
Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.