Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in eşi Tamara Vucic’in himayelerinde bu yıl 8’incisi düzenlenen Belgrad Uluslararası Etnoloji Festivali’ne katıldı.
Belgrad Etnografya Müzesi’nde gerçekleştirilen ve her sene bir ülkenin “odak ülke” olarak öne çıktığı festivalde bu sene Türkiye, “odak ülke (Country in Focus)” seçildi.
Bu kapsamda Ankara Olgunlaşma Enstitüsünce hazırlanan, Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinliklerinin tanıtıldığı, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” adlı 25 parçadan oluşan defile gerçekleştirildi.
Emine Erdoğan, defile öncesi yaptığı konuşmada dost ve kardeş ülke Sırbistan’da bulunmaktan ve Türkiye’nin “odak ülke” seçilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Kültürün, “her millete özgün rengini veren değerler bütünü” olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Kimliğimizi tanımlamada ve kendimizi anlatmada kullandığımız millî bir dildir. Bu nedenle var olan her kültür büyük insanlık tablosunun farklı bir cephesine ışık tutar. Onu bir bütün içinde okuyabilenlerin manevi perspektifini genişletir, ön yargı ve nefret bariyerlerini aşmasını sağlar. Bize, tüm farklılıklarımıza rağmen, bir arada yaşayabilme formülünü sunar. Kültürel kimliğimizi somut olarak dışa yansıtan ise giyim kuşam geleneklerimizdir.”
Kıyafetlerin, insanların kendini anlattığı mektuplar gibi olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “Kıyafetler döneminin, ülkesinin, toplumunun özelliklerini yansıtan canlı bir tarihî belge niteliğindedir. Her parçada, ait oldukları yörenin niteliklerine göre ayrı bir dilin ve özgün bir sanatın varlığı göze çarpar” ifadelerini kullandı.
Bu sanatın incelikli eserlerinin bir kadının en özel anlarından birisini süsleyen gelinliklerde görülebileceğine dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Gelin bohçasından çeyize çok sayıda merasimi içeren Osmanlı saray ve Anadolu halk düğünleri, aynı zamanda kültürümüzün yeniden hayat bulduğu üretim süreçleridir. Tarih boyunca sevgisini, duasını ve hayallerini incelikle kumaşa işleyen Türk kadını, bugün bile benzeri nadir bulunan eserler ortaya çıkarmıştır. Özlemle, sabırla beklenmiş kavuşmaların izini taşıyan, ömürlük başlangıçların sevincini yüklenmiş gelinlikler Anadolu’nun zevki selimini yansıttığı kadar, değer dünyasına dair de çok şey anlatır.”
Aylar süren emek ve iş birliğinin neticesinde ortaya çıkan gelinliklerin, yeni kurulacak yuvanın kutsiyetini de yansıttığını belirten Emine Erdoğan, “İlerisi için de aileyi ayakta tutacak temel direklerin sabır, anlayış ve özen olduğunu ortaya koyar. Başa ve bele takılan çeşitli aksesuarlarla tamamlanan gelinliğin içerisinde kadın, tüm bu değerleri hâl olarak kuşanır. Bugün her bir parçası bu eski ve uzun hikâyenin iz düşümü olan gelinliklerimiz, defile kapsamında yeniden hayat bularak bizi görsel bir şölenin ötesinde kıymetli bir mirasın tanıklığına davet ediyor” diye konuştu.
“YEREL VE ÖZGÜN OLANI GÜÇLENDİRMEK MECBURİYETİNDEYİZ”
Emine Erdoğan, “kullan-at” kültürünün kısa ömürlü eşyalarla sınırlı kalmayarak, insan ilişkilerine kadar sirayet ettiğine de dikkati çekerek, şunları söyledi: “Dostluklar ve evliliklerin de eşyalar gibi tüketildiği bir çağda yaşıyoruz maalesef. Geçmişin sevgi bağları ise müzelerimizde, büyükannelerimizin sandıklarında, sevgiyle dokunmuş, asırları aşan muhteşem kumaş ve tasarımlar olarak varlığını koruyor. Bugünkü medeniyet seviyesine ulaşmamızı sağlayan insanlığın bilgi ve tecrübe birikimini korumak için yerel ve özgün olanı güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Sabır, anlayış ve emeği hayatımıza geri döndürdükçe insan ilişkilerine de yeni ve kalıcı bir boyut kazandıracağımıza yürekten inanıyorum.”
Emine Erdoğan, bu düşüncelerle 1945’ten bu yana Türk kültüründe geçmiş ile geleceğin arasında köprü olan Olgunlaşma Enstitülerini “Türk İğnesi’nin Mucizesi” Projesi ile yeniden canlandırdıklarını anımsatarak, “Enstitülerimiz binlerce yıllık yaşanmışlığın, farklı coğrafya ve iklimlerin, keşiflerin izlerini taşıyan dokuma ve nakışlarımızın dilini günümüze tercüme ediyor. Ustalarımızın ellerinde, Türk kültürünü yansıtan pek çok geleneksel el sanatları, bugünün vizyonuyla özgün bir yoruma ulaşıyor” ifadelerini kullandı.
Olgunlaşma Enstitülerinin bu tür etkinliklerle Türkiye’ye has tasarım kültürünü uluslararası alanda tanıtan “lokomotif güç” oluşturduğunu dile getiren Emine Erdoğan, kullanılan doğal malzemelerle de sürdürülebilir üretim sistemi için ilham verici bir model sunduğunu, üretimde kadın emeğine yaptığı vurguyla da kadınların ekonomik olarak kalkınmasına katkı sağladığını kaydetti.
Emine Erdoğan, festival kapsamında defile ile sergilenecek estetiğin ve özgünlüğün hâkim olduğu bir çağı yansıtan gelinliklerin bugünün tasarımcılarına ilham olmasını diledi.
Konuşmasında, 2017’den itibaren bu anlamlı organizasyona ev sahipliği yapan ve bu seneki “odak ülke”yi Türkiye seçen Tamara Vucic’e de teşekkürlerini ileten Emine Erdoğan, defileye sundukları katkıdan ötürü Olgunlaşma Enstitülerinin çalışanlarına da şükranlarını sundu. Emine Erdoğan, “Bu vesileyle, yıllarca incecik dokunuşlarla sevgi ve hürmeti ailelerinin hayatına işlemiş, alın teriyle insanlığa zarif bir miras bırakmış tüm kadınlarımızı saygıyla anıyorum” diye konuştu.
Konuşmasının ardından Tamara Vucic ve konuklar Emine Erdoğan’ı ayakta alkışladı.
Tamara Vucic de her şeyin aslında kendi özünden gelerek varlığını oluşturduğuna işaret ederek geçmişin kültürel unsurlarının bugüne aktarılmasının önemini vurguladı.
Konuşmaların ardından Emine Erdoğan ve Tamara Vucic, geleneksel Türk gelinliklerinin yer aldığı defileyi izledi. Katılımcılar tarafından büyük beğeni toplayan defileden sonra Emine Erdoğan ve Tamara Vucic, mankenlerle fotoğraf çektirdi.
Festival kapsamında ayrıca ünlü opera sanatçısı Snezana Savicic Sekulic ve ulusal dans ve şarkı topluluğu “Kolo” korosu tarafından konser verildi.
Sanatçılar, Türkiye’de “Kâtibim” olarak bilinen ve bölgenin en bilinen şarkılarından “Ruse kose curo imas”ı Sırpça ve Türkçe düetle seslendirdi.
Defileyi Voyvodina Özerk Bölgesi Başbakanı Maja Gojkovic, bazı kadın bakanlar, Sırbistan’da görev yapan büyükelçi ve eşleri de takip etti.
EMİNE ERDOĞAN’DAN ETNOLOJİ FESTİVALİ PAYLAŞIMI
Emine Erdoğan, festival ve bu kapsamda yapılan defileye ilişkin sosyal medya hesabından da paylaşımda bulundu.
Emine Erdoğan, paylaşımında Belgrad’da Tamara Vucic’in himayesinde düzenlenen Uluslararası Etnoloji Festivali’ne katılmanın büyük bir mutluluk olduğunu belirterek, “Farklı kültürlerin buluştuğu bu özel atmosferde Türkiye’nin ‘odak ülke’ olarak seçilmesi, tarihimizin ve kültürümüzün dünyaya tanıtılması adına çok kıymetli bir adım. Bugün burada, birbirimize ne kadar farklı da olsak, aslında aynı köklü insani değerlerde birleştiğimizi bir kez daha hissettik” ifadelerini kullandı.
Olgunlaşma Enstitülerinin üretimi olan Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinliklerin sergilendiği defile ile bu evrensel bağın bir parçası olmanın, dostluk bağlarını güçlendirmelerine vesile olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Dostum Tamara Vucic Hanımefendi’ye, böylesine anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptığı ve bizleri samimiyetle ağırladığı için teşekkürlerimi sunuyorum.”
Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Türkiye’ye hoş geldiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı için Türkiye’ye gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Katar Emiri Şeyh Temim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Katar bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
TÜRKİYE İLE KATAR ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim huzurunda imzalanan sekiz anlaşma şöyle:
” – Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı
Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması
Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması.”
Törende ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani “Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı” bildirisini imza altına aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yılı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen anma törenine katıldı.
Anıtkabir’deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki heyet, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde Zat-ı Âlinizi, bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz.
Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz.
Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz.
“Türkiye’nin AB katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur”
Genç Gazeteciler Macaristan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.