Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadın elinin değdiği, kadın kararlılığının yöneldiği hiçbir işin başarısız olma şansı yoktur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Adana, Hakkâri, İstanbul Manisa, Malatya, Şanlıurfa ve Tokat İl Kadın Kolları 6. Olağan Kongrelerinde yaptığı konuşmada, “Kadın elinin değdiği, kadın kalbinin adandığı, kadın kararlılığının yöneldiği hiçbir işin başarısız olma şansı yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Adana, Hakkâri, İstanbul Manisa, Malatya, Şanlıurfa ve Tokat İl Kadın Kolları 6. Olağan Kongrelerine AK Parti Genel Merkezinden video konferans yöntemiyle bağlanarak partililere hitap etti.

Kadın kollarında görev üstlenen tüm partililere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü kongrelerle il kadın kolları kongrelerini tamamladıklarını, 8 Mart’ta Kadın Kolları 6. Olağan Kongresi’ni gerçekleştireceklerini bildirdi.

“YÜRÜTTÜĞÜMÜZ MÜCADELEDE KADINLARIMIZ BİZİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ BIRAKMADI”

“Siyasi hayatımızın başladığı günden bugüne kadar yürüttüğümüz mücadelede kadınlarımız bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınları görmezden gelen hiçbir hareketin başarı şansının olmadığına inanarak hep kadınlarla birlikte yol yürüdüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tüm kazanımlarında kadınların emeği, katkısı, alın teri, imzası bulunduğunun altını çizerek, “Ülkemizde kadınların siyasette gerçek anlamda ve yaygın şekilde söz sahibi olmaları, etkinlik kazanmaları, her kademede görev üstlenebilmeleri bu mücadele sürecinde gerçekleşmiştir” diye konuştu.

AK Parti Kadın Kollarının, 5 milyon 300 bini aşan üye sayısıyla, Türkiye’deki diğer tüm siyasi partilerin üye sayılarının toplamına yakın bir güce sahip olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Birileri sadece kadının adını kullanır, bedenini istismar eder, ruhunu yaralarken, biz her alanda kadınlarımızı hak ettikleri yerlere getirmenin gayreti içinde olduk. Hatırlayınız ülkemizde yıllarca köhne bir zihniyet, ‘çağdaşlık’ kisvesi adı altında, başörtülü diye kızlarımızı okula sokmadı, kamuda istihdam edilmelerini engelledi, özel sektörde horladı, hatta sokakta küçümsedi. Biz işte bu zihniyeti yıkarak kadınlarımızın hayatında yepyeni bir dönemin başlamasını sağladık. Kadınlarımız eğitimde fırsat eşitliğine hakiki anlamda bizim dönemimizde kavuştu. Kadınlarımız Meclis’te en yüksek temsil oranına yine bu dönemde erişti. Hâlen Türkiye Büyük Millet Meclisimizdeki AK Parti Grubu’nda 54 kadın milletvekillimiz yer alıyor. Kabinede iki kadın bakanımız görev yapıyor. Kadınlarımız bürokraside, yönetici pozisyonları da dahil olmak üzere en yüksek istihdam oranına yine bizim dönemimizde ulaştı. Öğretmenlerin yüzde 60’ı, üniversitelerdeki akademik kadroların ve yargı mensuplarının yarıya yakını, kamudaki toplam istihdamın yüzde 40’ı kadınlardan teşekkül ediyor. Kadınlarımız iş hayatında girişimcilikten sanayiciliğe, hizmet sektöründen ihracatçılığa kadar her alanda bu dönemde etkinlik kazandı. Kadınların iş gücüne katılımı yüzde 31’i geride bıraktı. Kayıt dışı çalışan kadınlarımızın sayısının yarı yarıya azalmasını temin ederek hak kayıplarını önledik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük kadın örgütlenmesine sahip partisi olarak kadınların nerede, nasıl bir sıkıntısı veya talebi varsa hepsine kulak vererek çözümü için çalıştıklarını dile getirerek, “Anne olarak başımızın tacı, kardeş olarak canımızdan bir parça, eş olarak hayat arkadaşımız, evlat olarak gözümüzün nuru gördüğümüz kadınlarımız için çalışmaya bundan sonra da devam edeceğiz” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE EĞİTİM VE KÜLTÜRLE BİRLİKTE AİLEYİ DE ÖNCELİKLERİMİZİN EN BAŞINA YERLEŞTİREREĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerindeki, belediyelerindeki, çevrelerindeki kadınlara yönelik taciz, tecavüz, baskı, tehdit, şiddet olaylarını görmezden gelenlerin istismar siyasetinin sonu gelmiştir. Artık mızrak çuvala sığmıyor, bu rezilliklerin de üstü örtülemiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de ulaşmadıkları, gönlünü kazanmadıkları, desteğini almadıkları tek bir kadın bırakmayacaklarını belirterek, “Hep söylediğim gibi, kale içeriden fethedilir. Biz kadınlarımıza kendimizi en doğru şekilde anlatır, onların gönlünü kazanırsak, diğer aile fertlerini zaten kendiliğinden saflarımıza çekmiş oluruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerinin önemine dikkati çekerek, “İnşallah önümüzdeki seçimlerde sandıkları evvela sizlere emanet edeceğiz. Kadın Kollarımız, seçimlerde kurulacak 271 bine yakın sandık için 813 bine yakın kadın sandık kurulu üyesi görevlendirme sözü verdi. Sandıklara kadınlarımız sahip çıktığında orada hiçbir eksiklik ve yanlışlık olmayacağına inanıyorum. Sandık kurulunda vazife üstelenecek hanım kardeşlerimizi de şimdiden belirlemeliyiz” açıklamasında bulundu.

AK Parti hükûmetlerinde kadınlara yönelik hizmetlerin odağında hep ailenin yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Erkek ailenin direğiyse, kadın da temelidir. Kadının sarıp sarmalamadığı veya sarmalamadığı, şefkati ve dirayetiyle kucaklamadığı bir ailenin dağılıp gitmesi kaçınılmazdır. Batı’da ailenin çöküşü, kadının metalaştırılıp bu kutlu vazifeden uzaklaştırılmasıyla başlamıştır. Aynı oyunu bizim de üzerimizde oynamaya çalışıyorlar. Televizyonuyla, filmiyle, dizisiyle, müziğiyle, internetiyle ve daha nice mecralarıyla ailemize yönelik çok büyük operasyonlar çekiliyor. Biz, kadınlarımızın siyasetle ve sivil toplum faaliyetleriyle meşgul olurken aile içindeki görevlerini yürütebileceğine yürekten inanıyoruz. Biz, kadınlarımızın iş hayatında yükselirken de ailelerine sahip çıkmayı sürdürebileceklerine yürekten inanıyoruz. Ama bazıları, sanki bunların birbirinin alternatifi gibi, biri olduğunda diğeri ortadan kalkacakmış gibi göstermenin gayreti içindedir. Tabi bunlar Türk kadınını tanımıyor. Tabii bunlar ülkemizdeki hanımların irfanını, kabiliyetini, azmini, gücünü bilmiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde eğitim ve kültürle birlikte aileyi de önceliklerimizin en başına yerleştirerek bu hakikatleri cümle âleme göstereceğiz.”

“NÜFUS AVANTAJIMIZI SÜRDÜRMENİN YOLU AİLEYE SAHİP ÇIKMAKTAN GEÇİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahitliğini yaptığı her nikâhta evlenen çiftlere en az üç çocuk, mümkünse daha fazla çocuk tavsiyesinde bulunduğunu hatırlatarak Türkiye’nin nüfusunun 84 milyona dayandığını ancak nüfus artış hızının neredeyse yarı yarıya düştüğüne dikkati çekti.

Bu gidişle, çok da uzak olmayan bir dönemde nüfusun azalmaya dahi başlayacağı uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa ülkeleri bu tehditle uzunca bir süredir karşı karşıya. Türkiye’nin de aynı akıbete duçar olmasına izin vermeyeceğiz. Bu iş öyle teşvikle, parayla, pulla filan da olmaz. Nüfus avantajımızı sürdürmenin yolu aileye sahip çıkmaktan geçiyor” sözlerine yer verdi.

Şair Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşından bir kıta okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet… Fatihler doğuracak, Fatihler yetiştirecek, Fatihlere istikamet gösterecek kızlarımızla, kadınlarımızla, annelerimizle birlikte aydınlık geleceğimize doğru yürüyeceğiz. Eskiler, ‘yitik kaybedildiği yerde aranır’ derler. Bizde millî ve manevi hasletlerimize yönelik saldırıları, ilk başladığı yerde, yani ailede boşa çıkartarak binlerce yıldır bizi ayakta tutan değerlerimize yeniden sıkı sıkıya sarılacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Kongrelerini parti çalışmalarının yanı sıra davaları için yeni bir dönüm noktası olarak gördüğünü kaydederek, “Kadın elinin değdiği, kadın kalbinin adandığı, kadın kararlılığının yöneldiği hiçbir işin başarısız olma şansı yoktur. Sizlere güveniyorum” ifadelerini kullandı.

Kongrelerin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Adana, Hakkâri, İstanbul Manisa, Malatya, Şanlıurfa ve Tokat İl Kadın Kolları Kongrelerinin yapıldığı salonlara ayrı ayrı bağlanarak kongrelerle birlikte yönetimde görev alanları selamladı ve başarılar diledi.

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Başbakanı Tusk ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunan Polonya Başbakanı Donald Tusk ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Başbakanı Tusk’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Türkiye ve Polonya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Polonya Başbakanı Tusk, daha sonra baş başa görüşmeye geçti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

Dünya

“Türkiye’yi, barış diplomasisinin merkez üslerinden biri hâline getiriyoruz”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın güven ve huzur veren iklimini, başta mazlum coğrafyalar olmak üzere, dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Türkiye’yi, bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek, barış diplomasisinin merkez üslerinden biri hâline getiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, yapacakları istişare ve değerlendirmelerin, Türkiye, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.

Aynı sevdaya gönül, aynı davaya omuz verdiği tüm yol arkadaşlarına sevgilerini ve saygılarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle bir kez daha kara kışa aldırmadan eksi 10’ları gören soğuğa rağmen 23 Şubat’ı Ankara’da bir demokrasi bayramına çeviren teşkilatıma şükranlarımı sunuyorum. Kongremizde görev alan kardeşlerimi tebrik ederken, görevlerini devreden arkadaşlarımın hepsine emeklerinden, davamıza yaptıkları hizmetlerinden ötürü tekrar teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin hepsi bir vefa abidesi olan teşkilat mensuplarıyla, Genel Başkanları olarak gurur duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin” temennisinde bulundu.

“SURİYE’DE MEZHEP TEMELLİ YENİ BİR FİTNE ATEŞİ YAKILMAK İSTENİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gerek bölgemizde gerekse dünyanın farklı köşelerinde gerilimlerin, savaşların, kardeş kavgalarının yaşandığı zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sudanlı kardeşlerimiz uzun süredir istikrarsızlık girdabında boğuşuyor. Somali’nin, Libya’nın, Yemen’in, Afganistan’ın çok ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Gazze’de çok uzun müzakereler neticesinde sağlanan ateşkes siyonist rejimin tüm şımarıklıklarına, tüm ihlallerine rağmen güçlükle de olsa devam ediyor. 8 Aralık devrimi ile 14 yıllık zulmün sona erdiği Suriye’de mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında ülke, millet ve AK Parti olarak umudumuzu diri tutuyor, kararlılığımızı en güçlü şekilde muhafaza ediyoruz. Zorluklara aldırmadan, engellere takılmadan, kurulan tuzaklara düşmeden, kardeşliğimizden, tarihimizden, binlerce yıllık köklü tecrübemizden güç ve cesaret alarak, merhum Erbakan Hocamızın ifadesiyle ‘Hayra motor, şerre fren’ olmak için gece gündüz demeden koşturuyoruz.”

Edebiyatçı Mustafa Kutlu’nun, “Bir şey yap güzel olsun, huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin, bir şey yap doğru olsun, insanları yalanın ve yanlışın bataklığına düşmekten korusun, bir şey yap iyi olsun, hizmetten, hürmetten, merhametten müteşekkil olsun, kalpleri yumuşatsın, garibin, yolcunun, zayıfın derdine derman olsun, bir şey yap adil olsun, haktan hukuktan ayrılmasın, zalime haddini bildirsin, mazlumun payını versin” cümlelerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de işte böyle ulvi bir çabanın içindeyiz. Yakın çevremizden başlayarak, ülkemiz içinde ve dışında barışa, iyiliğe, huzura, adalete katkı verebilmenin gayretindeyiz” dedi.

“BELEDİYELERİMİZ ÖRNEK FAALİYETLERE İMZA ATIYOR”

Ramazan boyunca, genel başkanından mahalle temsilcisine kadar AK Parti teşkilatları olarak iyilik ve kardeşlik seferberliğine hız verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teşkilat Başkanlığımız, teşkilatımızın her kademesi için oldukça kapsamlı bir program hazırladı. Kadın ve Gençlik Kollarımız aynı şekilde bu mübarek günleri en iyi şekilde değerlendirmek için adeta seferber oldu. Belediyelerimiz iftar ve sahur programlarının yanı sıra ihtiyaç sahiplerinin elinden tutarak fakir fukaranın derdine derman olarak örnek faaliyetlere imza atıyor” ifadelerini kullandı.

Sadece AK Partinin organ ve belediyeleri değil, Kızılay, AFAD, vakıf, dernek ve hayırseverlerin de seferber olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kurumların, Türkiye yanında Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Afrika’dan Türkistan’a kadar gönül ve kültür coğrafyasının her köşesinde gerçekleştirdikleri hizmetlerle Türk milletini en güzel şekilde temsil ettiğini söyledi.

Şehit ailelerinden güvenlik güçlerine, esnaf ve sanatkarlardan kadınlara, Filistinli muhacirlerden büyükelçilere çok farklı kesimlerle iftar sofralarını paylaşarak, bu mübarek günleri ihya ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Külliye’de Ramazan programının Ankara halkının, özellikle de çocukların yoğun teveccühü ile milletin evinde devam ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ayın sultanı ramazanın ruhuna, manasına ve muhtevasına uygun tarzda layıkıyla idrak etmeye çalıştıklarını belirterek, kalan günleri de en güzel şekilde değerlendirecek, ihtiyaç sahiplerine ulaşacak, halkla kucaklaşacak, iftarlarda vatandaşlarla birlikte olacak, aynı sofrada hasbıhâl edeceklerini dile getirdi.

“HİZMETLERİMİZİN HALKIMIZA ULAŞMASINI TEMİN EDECEĞİZ”

Tüm bunları yaparken başkaları gibi şov peşinde olmayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “3 liralık hizmetin reklamına 5 lira harcamayacağız. Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını, mağduriyetini şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi hâline kesinlikle getirmeyeceğiz. Unutmayınız değerli kardeşlerim, biz, reklam ve şov yapmanın değil, gönüller yapmanın, gönüller kazanmanın, gönüllere girmenin peşindeyiz. Bir yarayı sarma, bir derde şifa olma, bir ihtiyacı giderme gayesiyle hareket eden bir kadroyuz. Böyle bir siyasi kültürden geliyoruz. Yaptıklarımızı elbette anlatacağız. Hizmetlerimizin halkımıza ulaşmasını elbette temin edeceğiz ama bunları yaparken birileri gibi hoyratça davranmayacak, insanımızı rencide etmeyeceğiz. Tüm faaliyetlerimizi vakarla yürüteceğiz. Tevazudan, samimiyetten asla sapmayacağız. AK Partili kadrolara yakışan işte böyle bir asalettir, işte böyle bir izzetli duruştur.”

Bu harekete yakışanın 85 milyonun tamamını bağrına basan kuşatıcı bir yaklaşım olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm yol ve dava arkadaşlarının ramazanını tebrik etti.

“TÜRKİYE, BARIŞIN HUZUR VEREN İKLİMİNİ DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA ULAŞTIRIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönülden kopan yakarışların geri çevrilmediği bu rahmet mevsiminde merhum Mehmet Akif’in şu duasına tüm kalbimizle biz de ‘âmin’ diyoruz. Ya Rab, şu muazzam ramazan hürmetine, kaldır aradan vahdete hail ne ise, Ya Rab, şu asırlarca süren tefrikadan, artık ezilip düşmesin ümmet ye’se. Ramazan’ın ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için refaha, selamete, barış ve dayanışmaya vesile olmasını niyaz ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın güven ve huzur veren iklimini, başta mazlum coğrafyalar olmak üzere dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz” diyerek, daha adil bir dünya mümkün şiarıyla yürüttükleri çabaların semerelerini toplamaya başladıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi bölgesinin istikrar kaynağı da olmanın ötesine geçirerek, barış diplomasisinin merkez üslerinden biri hâline getirdiklerin vurguladı.

Salonda daha sonra Türkiye’nin barış diplomasisini içeren video gösterimi yapıldı.

Videonun ardından konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün son derece anlamlı bir yıl dönümü olduğunu, İstiklal Marşı’nın kabulünün 104. seneidevriyesine idrak edildiğini hatırlattı.

TBMM tarafından Türkiye’nin millî marşı olarak kabul edilen İstiklal Marşı’nın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurası bir gerçek ki İstiklal Marşı’mız sıradan bir şiir de sıradan bir marş da değildir. Bağımsızlığımızın timsali olan İstiklal Marşı’mız, aynı zamanda necip milletimizin hissiyatının, kahramanlığının ve asil karakterinin dizelere, cümlelere, kelimelere, harf harf işlenmiş sembolüdür. Bu marş, toprakları müstevliler tarafından işgal edilmek istenen bir milletin, emperyalizme karşı direniş anıtı, varoluş beyannamesidir. İstiklal Marşı’mız, Resulü Kibriya Efendimizin, Hicret’te, Sevr Mağarası’nda mahsur kaldıklarında, Hz. Ebubekir’e ‘korkma’ hitabıyla başlayan, kurucu ve köklü bir metindir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun, milletin ezeli ve ebedi yurdu olarak vatan kılınmasının destansı bir anlatısı olan İstiklal Marşı’nın, milletle birlikte sömürgeciliğe, emperyalizme karşı çarpışan herkesin de istinatgahı olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE’DE YENİ BİR SORUN, YENİ BİR KAOS ALANI OLUŞTURULMAK İSTENİYOR”

İstiklal Marşı’nın bir diğer önemli vasfının da savaş sırasında yazılması olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Mehmet Akif Ersoy’un Tacettin Dergâhı’nda, adeta vecd ile marşı yazarken İstiklal Harbi’nin hararetli bir şekilde devam ettiğini söyledi.

Bu nedenle İstiklal Marşı’nın, harbin yürütücüsü, ruhu ve öncüsü olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Türk milletinin ortak paydası nedir” sorusunun da en net cevabı olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir şiirden öte, 85 milyonu birbirine kardeş kılan, yolu aydınlatan, ufka yön veren değerlerin epik bir özeti olan İstiklal Marşı’na hayat veren imana, inanca ve sevdaya hep beraber sahip çıkmak gerektiğine işaret etti.

“Yıllarca bizi Türk-Kürt, laik-anti laik, ilerici-gerici, Alevi-Sünni diye ayrıştıranlar, sizin de takip ettiğiniz üzere, son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye’deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek, milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, son derece kirli bir pusu kuruluyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu pusuyla aynı zamanda İstiklal Marşı’nda vücut bulan ruha ve birlikte yaşama iradesine karşı da alçakça bir suikast düzenlendiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tahrik siyasetiyle, nefret söylemleriyle, çoğu yalan ve çarpıtma olan provakatif açıklamalarla Türkiye’de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor. İşin daha vahim ve üzüntü verici yanı ise milletimize bu kötülüğü, genel başkanıyla, yönetimiyle, milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla ülkenin ana muhalefet partisi yapıyor” diye konuştu.

Ramazanın gönülleri yumuşatan manevi iklimine saygıları gereği mümkün mertebe, günlük siyasi tartışmalara girmediklerini, bundan sonra da girmeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey oruç, tut beni” hassasiyetiyle en azından bir ay boyunca, siyasete farklı bir dilin, kültürün, anlayışın hakim olması için gayret ettiklerini söyledi.

Sataşmalara kulak asmadıklarını, hürmetsizlikleri dikkate almadıklarını, itham ve iftiralara mecbur kalmadıkça cevap vermediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu da korktukları, çekindikleri, ürktükleri için değil, içinden geçtikleri mübarek günlerde “milletin ağzının tadı kaçmasın” diye yaptıklarını kaydetti.

Ancak hemen her seferinde, ramazan gelince “iftira, yalan, provokasyon dozunu sürekli artıran küstah bir üslubu” karşılarında bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bilhassa CHP, kendisine biraz çekidüzen vermek, kendini hesaba çekmek, öz eleştiri yapmak yerine, giderek pervasızlaşıyor, nobranlaşıyor. Bunlarla da kalmıyor, ülkemiz ve demokrasimiz açısından oldukça tehlikeli sularda siyaset yapmaya yelteniyorlar. CHP Genel Başkanı Sayın Özel, partisi içinde sıkıştıkça, ne acıdır ki, dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler, ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize züldür. Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü, ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır. Daha söylediği sözün dumanı tüterken, kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs, sadece siyasetin değil, haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayın Özel, Meclis kürsüsünde, milletin karşısında dedikodu yapmayı, siyaset yapmak zannediyor. Büyük kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendince üst perdeden ahkam kesti. Utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı. Arkadaşlarımızı hem de çok seviyesiz, çok nezaketsiz ifadelerle hedef aldı, itham etti. Peki sonuçta ne oldu? Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti. Kürsüden savurduğu büyük lafların altında ezildi. Affınıza sığınarak söylüyorum, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı. Günaşırı parti değiştirmekten adı Türk siyasetinde ‘fırıldağa’ çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Bize attıkları çamur, döndü dolaştı, kendilerine bulaştı. Şimdi soruyorum sizlere, böyle tutarsız ve dirayetsiz birini biz, nasıl ciddiye alalım? Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi, biz niye muhatap alalım?”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisine açılan krediyi har vurup harman savurduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gidişle sıfırı tüketmesi, iflas bayrağını çekmesi, tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik bir şekilde alaşağı edilmesi yakındır” dedi.

AK Parti olarak, siyasi rekabet noktasında, hem Özel’den hem de ekibinden ziyadesiyle memnun olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alay-ı vala ile açıkladığı kart oyunlarından memnunuz. Gençlerin eğlencesi olan gaflarından da memnunuz. Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden memnunuz. Belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından memnunuz. Üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından da memnunuz. Yurt dışında, zerre kadar itibar görmemesinden memnunuz. Yurt içinde kimse tarafından kale alınmamasından memnunuz. Ne İsa’ya ne Musa’ya bir türlü yaranamayan, iki arada bir derede kalmış acizliklerinden memnunuz. Çok ama boş konuşmasından fevkalade memnunuz. Velhasıl biz karşımızda böyle bir profilin bulunmasından asla şikayetçi değiliz. Böyle devam ettikleri sürece hiçbir zaman da rahatsız olmayız. Bizim üzüntümüz, ana muhalefet partisi liderinin bu hâllere düşmüş olmasınadır. Bizim üzüntümüz, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasına. Bizim üzüntümüz, Genel Başkan değişse de CHP’nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır. Sayın Özel kusura bakmasın, şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP yönetimini bir kez daha sorumlu siyaset yapmaya davet ettiğini belirtti.

“Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kullanılan dilin, bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş, son derece sorumsuz ve tehlikeli bir dil olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİ, HUZUR VE GÜVENLİĞİNİ KORUMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir, millete karşı ortak mesuliyetidir. Muhalefette olmanız bu gerçeği değişmez, değiştirmemelidir. Bir diğer husus ise bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakâr da demokrat da en şedit baskıyı CHP’den görmüş, CHP’nin faşist zihniyeti eliyle yaşamıştır. CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin” değerlendirmesinde bulundu.

“Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda ülkenin 40 yıllık bir sorununu çözerken, istismara müsait yeni fay hatları oluşturmak açık ve net söylüyorum; emperyalizme uşaklık etmektir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her kim-üç beş emperyalistin gazlamasıyla bu milletin kardeşliğine kastederse karşısında bizi bulur, devletimizi bulur, 85 milyonu bulur. Çünkü biz bu tezgâhı son 22 yıl boyunca defalarca gördük. Biz bu kirli oyunu daha öncesinde 27 Mayıs’ta, 12 Mart muhtırasında, 12 Eylül darbesinde, 28 Şubat postmodern darbesinde, bunlara giden kanlı ve alçak yollarda gördük. Biz bu tarz söylemleri, demokrasimize ve ekonomimize yönelik müdahale girişimlerinde, Türkiye’yi istikrarsızlık bataklığına sürüklemeyi amaçlayan envaiçeşit tuzakta gördük. Bu mülevves senaryoyu daha önce Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi Mahallesi’nde ve başka yerlerde gördük. Buradan aynı hevesler peşinde koşanlara şunu bir kez daha söylüyorum; artık başaramayacaksınız. Kardeşliğimize halel getiremeyeceksiniz. Bizi, Türkiye Yüzyılı hedefimizden alıkoyamayacaksınız. Ülkemizin iç dinamiklerini kaşıyarak, bu milleti tekrar kendi iç gündemine hapsedemeyeceksiniz. Allah’ın izniyle bu sefer Türkiye’yi küresel demokrasi ve kalkınma yarışının dışına atamayacaksınız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ülkede yeni sorunların ve yeni kutuplaşmaların ortaya çıkarılmasına müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, hiçbir ayrım gözetmeksizin, 85 milyon hep beraber, İstiklal Marşı’nın vazettiği kadim değerlere sıkı sıkıya sarılacaklarını söyledi.

Mehmet Akif Ersoy’u yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Akif’ten, bize sadece bir marş değil, nesiller boyu gururla, coşkuyla söylenecek bir manifesto kazandırdığı için, ‘Allah razı olsun’ diyorum. İstiklal Marşı’mızı kabul eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin muhterem üyelerini de rahmetle yad ediyorum” diye konuştu.

“AİLE HASAR GÖRÜRSE; SIRASIYLA BİREY, TOPLUM, ÜLKE VE İNSANLIK BOZULUR”

Dünya, globalleşmeyle beraber devasa bir köye dönerken, neoliberal kültürün olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalındığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel kültürün hedefe koyduğu kurumların en başında ise aile ve ailevi değerlerin geldiğini belirtti.

“Modern kanaat önderleri neyi dikte ederse etsin, bizim anlayışımızda aile, ülkenin de milletin de nüvesidir, çekirdeğidir, istikbalinin güvencesidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailenin olmadığı, ailenin parçalandığı, aile değerlerinin hırpalandığı bir toplumun, geleceğine güvenle umutla bakmasının da mümkün olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailenin insanın ilkokulu olduğunu; insanın, hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi, dürüstlüğü, çalışkanlığı, vatanseverliği, farklılıklara müsamaha göstermeyi, sabrı, dayanışmayı, hamiyetperverliği, başkasının hakkını gözetmeyi, harama el uzatmamayı ailede öğrendiğini belirterek, bu yönüyle ailenin, toplumun temeli olmanın yanında, ülkeyi de ayakta tutan en önemli sütun olduğunu vurguladı.

“Allah korusun, aile hasar görürse; sırasıyla birey, toplum, ülke ve insanlık bozulur. Biz, işte bunun için ‘güçlü aile, güçlü insan, güçlü toplum’ diyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partimizin felsefesini anlatırken kullandığımız ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi, aynı zamanda ‘Aileyi yaşat ki millet yaşasın’ hissiyatımızın da ifadesidir. Gerçekten de aile değerlerini dışlayan, aileyi düşmanlaştıran, aileyi geri plana iten hiçbir bireysel gelişimin başarı şansı yoktur. Geçenlerde CHP’nin yandaşları Taksim Meydanı’nda çıkmışlar, orada siyah torbalara aile ismini, izini koymak suretiyle güya onu çöpe atıyorlar. Sizin hayatınız zaten böyle geldi, böyle gidiyor. Bunun için de bir işe yaramıyorsunuz ve yaramayacaksınız da. Aile bizim her şeyimiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bireyi, nitelikli ama küçültülmüş, özgür ama yalnızlaştırılmış insan hâline getirme çabalarının, küresel bir kuşatma hâlini aldığının altını çizdi.

“YUVA DEMEK, HAYATA VE İNSANLIĞA DAİR TEMEL EĞİTİM VE ÖĞRETİMLERİN GÖRÜLDÜĞÜ MEKÂN DEMEKTİR”

Batı popülizminin geçen asırdaki önceliğinin, ailenin dağıtılması ve toplumdaki bireyselleşmiş kişi sayısının artırılması olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi bunun bedelini en ağır şekilde yine kendileri ödüyorlar. Hatalı politikalar sebebiyle sürüklendikleri darboğazdan çıkamıyorlar” diye konuştu.

Yuva kavramının, evdeki oda sayısıyla ilişkilendirilmesinin doğru olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yuva demek, ‘şu kadar metrekare ev’ demek değildir. Yuva demek, içinde birlikte güzel vakit geçirilen, hatıralar biriktirilen, çatısı altında huzur bulunan, hayata ve insanlığa dair temel eğitim ve öğretimlerin görüldüğü mekân demektir. Çocuklar okula, ailede kazandıkları bu güçlü temeli harflerle, rakamlarla, becerilerle süslemek üzere giderler. Dolayısıyla okul ailenin yerine geçen değil, bilakis ailede verilen eğitimin, ahlakın, değerlerin tamamlayıcısı olan bir kurumdur, öyle olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayati öneme sahip olan aile kurumunun çok boyutlu muhasara altında olduğuna dikkati çekti.

Nüfus ve demografide yaşanan değişimler, cinsiyetsizleştirme gibi sapkın ideolojilerin dayatılması, geniş ailelerin azalması, çekirdek ailelerdeki çocuk sayısının düşmesi, evlilik yaşının her yıl yükselirken boşanma oranlarının artması, tek ebeveynli ailelerin sayısının çoğalması gibi sorunlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunların, aile kurumunu güneşin karı erittiği gibi örselediğini, zayıflattığını ve yıprattığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de güçlü kültüre ve aile değerlerine rağmen bu tehditlerin hedefinde olduğunu, en çok zararı görenler arasında bulunduğunu söyledi.

“Aile Yılı Programı”nda yaptığı konuşmada paylaştığı rakamları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının asimetrik şekilde düştüğünü, 2001’de 2,38 olan doğurganlık hızının, 1,51’e gerilediğini aktardı.

Yıllık nüfus artış hızının binde 1,1’e düştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuk ve genç nüfus azalırken, yaşlı nüfusun tarihte ilk defa yüzde 10’un üzerine çıktığına işaret etti.

Ortalama yaşın 34 sınırına dayandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Henüz Avrupa ve diğer gelişmiş ülkeler kadar olmasa da maalesef nüfus bakımından giderek yaşlanıyoruz” diye konuştu.

“AİLEYİ KORUMAK, AİLEVİ DEĞERLERİ YAŞATMAK, HEPİMİZ İÇİN MİLLÎ BİR GÖREVDİR”

Başka bir endişe verici tablonun da evlenme yaşı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de ilk evlenme yaşının kadınlarda 26’ya, erkeklerde 28’e çıktığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk anne olma yaşının, geçmişte görülmemiş biçimde 29’u aştığını, millet olarak gereken tedbirler süratle alınmadığında yarınların ciddi tehlike içinde olduğunu kaydetti.

Bu konunun sadece AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın, hükûmetin ve iktidarlarının meselesi olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetiyle, basınıyla, iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, konunun tüm milletin meselesi olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aileyi korumak, ailevi değerleri yaşatmak, hepimiz için millî bir görevdir. Aile ve nüfus, Türkiye için varoluşsal bir soruna dönmüşken, muhalefetin, özellikle de CHP’nin politikalarındaki çarpıklık, sorun itibarıyla daha da büyüyor. Öyle bir gaflet ve dalalet hâliyle karşı karşıyayız ki Avrupa ve Amerika’da artık kreşlere, anaokullarına kadar bulaşmış LGBT musibetine karşı önlemler alınıyor. Bizdeki muhalefet ise yönettikleri belediyeler ve yandaş sendikalar aracılığıyla LGBT sapkınlığının sponsorluğunu yapıyor. Dikkat edin, sapkın akımları önce partilerine, daha sonra yönettikleri belediyelere soktular. İnsan fıtratına aykırı cinsiyetsizleştirme akımlarına destek vererek aile kurumuna ihanet ettiler.”

“AİLE KURUMUNU GÜÇLENDİRMEYE YÖNELİK KARARLI ADIMLAR ATACAĞIZ”

Muhalefetin, LGBT belasının sebep olduğu toplumsal felaketle boğuşan ülkelerden yükselen feryatları görmediğini, duymadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Sahte bir özgürlük kavramının arkasında siper alarak, millî bünyemize zaman ayarlı bir bomba yerleştiriyorlar. Düşünebiliyor musunuz, Amerika’da son gelişmelere baktığımız zaman… ‘Sadece erkek ve kadından oluşuyor’, kim diyor bunu? Trump. Gerçi parti teşkilatlarında ve belediyelerinde hırsızlığı, yolsuzluğu, arsızlığı olduğu kadar, cinsel tacizi de adeta kurumsallaştıran bir yapıdan başka ne beklenebilir, onun da takdirini milletimize bırakıyoruz. Biz, sapkın akımların millî bünyemizi işgal, iğfal ve istila etmesine karşı aile kurumunu güçlendirmeye yönelik kararlı adımlar atacağız. Her vesileyle bu konudaki hassas tavrımızı açıkça ortaya koyuyoruz.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösterecek “Aile Enstitüsü” ve “Nüfus Politikaları Kurulu”nun ihdas edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni evlenecek gençlere Aile ve Gençlik Fonu kapsamında verilen faizsiz kredi desteğinin, 81 ilin tamamında uygulamaya geçtiğini anlattı.

“KADININ GÜÇLENDİRİLMESİNİ, AİLENİN ZAYIFLAMASI OLARAK GÖRMÜYORUZ”

Doğum yardımlarında artışa gidildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Aile müessesesini güçlendirecek, gençlerimizin yuva kurmasını kolaylaştıracak, aileye yönelik tehdit ve tehlikeleri bertaraf edecek yeni projeleri, düzenlemeleri ve uygulamaları hayata geçireceğiz. Biz, kadının güçlendirilmesini, ailenin zayıflaması ve zayıflatılması olarak asla görmüyoruz. Meseleye, kadın ile erkek arasındaki çatıştırıcı, ayrımcı söylemlerin aksine, kadının azim ve kararlılığının aileyi desteklediği perspektifinden bakıyoruz. Böyle olduğu için de hiçbir zaman kadın üzerinden siyasete tevessül etmedik, kadınlarla birlikte, kadınlar için, hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için siyaset yapmayı tercih ettik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceğiz. Kadın ve aile düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren CHP’ye, CHP’nin kadına had bildiren küstah zihniyetine, kadınları sadece vitrin süsü olarak gören çarpık bakış açısına rağmen, Allah’ın izniyle, bunu hep birlikte başaracağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı çıkışında bir gazetecinin, “DEM Parti heyetine ikinci turda randevu verip vermeyeceğine” ilişkin sorusuna, “(AK Parti TBMM Grubu) Arkadaşlarım görüşecek, ben de veririm. Şu anda Grup Başkanı yapıyor. Benden de istendiği takdirde ben de veririm” cevabını verdi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

HABER BURADA

DÜNYA

seers cmp badge